menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Baykal’ın, “Görüşmeleri kayda alalım” mektubu her şeyi bitirmişti

346 32
26.07.2025

İktidarın bazı kritik konularda muhalefeti bilgilendirmesi önemli. Ama bu görüşmelerin ülke çıkarları değil, iktidarda bulunan partinin çıkarları gözetilerek yapılmaması önem taşıyor. “Terörsüz Türkiye” konusunda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i, MİT Başkanı İbrahim Kalın bilgilendirdi. Kalın, devlet adamı ağırlığıyla TBMM’de grubu bulunan partilerin yetkililerini de ziyaret etti. Konuşmaların yapıldığı konuların hassasiyeti nedeniyle önceden “böcek araması” yaptırıldı mı bilmiyorum. Ama, CHP Genel Merkezi’nde de belli aralıklarla dinlemelere karşı aramalar yaptırılıyor. Kritik bazı toplantılarda sinyal kesici cihaz kullanılıyor.

MİT Müsteşarının ziyaretleri, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2009 yılında yürüttüğü “Açılım Süreci” hakkında dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yazmış olduğu mektup ve verilen cevap önemliydi. Baykal’ın mektubundaki saptamaların, bugün yürütülen süreç bakımından da güncelliğini koruyor olması dikkat çekiyor.

BAYKAL, 16 YIL ÖNCE OLACAKLARI YAZMIŞ

Erdoğan’ın mektubuna karşılık, Deniz Baykal’ın 12 Ekim 2009 tarihinde gönderdiği cevabı okuyalım:

“Açılım’ın içeriği, çerçevesi ve ilkeleri ile ilgili herhangi bir somut açıklamanın yapılamamış olması, müphemiyetin arkasında nelerin hedeflenip saklandığı sorularını davet etmiş, o da milletimizin tedirginliğini, kaygılarını hızla arttırmıştır. Bu öngörülmüş belirsizlik, bir yandan Anayasamızdan ‘Türk Milleti’ sözcüklerinin çıkarılacağı, eğitim dilinin değiştirileceği, PKK’ya af çıkarılacağı, İmralı’dan gelecek yol haritasının ‘uygun bölümlerinin’ değerlendirileceği beklentilerine yol açmıştır.

Kürt açılımı ile ilgili olarak bir Anayasa değişikliği konusunda İçişleri Bakanı ile Başbakanın çelişkili açıklamaları güven kaybına, inandırıcılık ve samimiyet sorgulamasına neden olmuş, milletimizin kaygıları daha da derinleşmiştir. Uzun vadede de olsa bu konuda düşünülen bir Anayasa değişikliğinin, Türk Milleti kavramı ile eğitim dilinin Türkçe olması zorunluluğunu hedef alacağı açıktır. PKK’nın siyasi hedefleri ile örtüşen böyle bir Anayasa değişikliği açılımın bizzat kendisi bir huzursuzluk kaynağı haline dönüşmüştür.

ÖRGÜTÜN SİYASİ HEDEFLERİ MASADA

Silahlı terör örgütünün siyasi hedeflerinin müzakere masasında tutulmakta olduğu ifade edilmektedir. Bütün bunlar ‘Açılım Politikasının’ gerçek hedefinin, bölgede yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızın temel sorunlarının çözümü olmadığı, milli bir........

© Sözcü