Günümüzde savurganlığın haddi hesabı yok. Lüks, şatafat almış başını gidiyor. Devlet harcamalarının önünü kesmek mümkün olmuyor. Yolsuzluk iddiaları gündemden düşmüyor. Fakir-fukaranın hakkını, hukukunu korumak için canla başla çalışan milletvekilleri olduğu gibi, holdinglerin temsilcisi gibi davrananlara da tanık olunuyor. Yıllardır “Zeytinime dokunma” diye direnen, zeytin ağacının ardından gözyaşı döken, bu da yetmedi zeytinini korumak için “Belki insafa gelirler” diye açlık grevine yatan Milas- Akbelen köylülerinin derdini dinlemek için Cumhur İttifakı milletvekilleri “Sahi siz ne istiyorsunuz?” diye sorma gereği bile duymadı.

Muhalefet milletvekilleri soru önergeleri veriyor. Meclis İçtüzüğüne göre yöneltilen soruların 15 gün içinde ilgili bakan tarafından cevaplandırılması ve TBMM Başkanlığı’na göndermesi gerekiyor. Ancak bırakın 15 günü, aradan 15 ay geçse bile cevap verme gereği duyulmuyor. Çünkü, verilecek cevapları yok. Ya da bakan cevap vermezse bunun da bir yaptırımı yok. Diliyoruz ki devlette önemli görevlerde bulunanların da aradan yıllar geçtikten sonra harcamalarıyla ilgili faturaları ortaya çıksın. Çıksın ki gelecek nesiller onların bu ülkenin parasını harcarken nelere dikkat ettiklerini görsün.

MANAV DURMUŞ’UN FATURASI

Damga pulları yapıştırılmış, Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e gönderilecek faturada, ne için ne harcama yapıldığı Niğdeli manav Durmuş Ali tarafından tek tek belirtilmiş. Daktilo ile yazılan faturada yapılan bir hata, Durmuş’un adının Durmış olarak yazılmasıydı.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in yazdığı 614 sayfalık “Niğde Siyaset Tarihi” kitabının son sayfasında, Atatürk arşivinde........

© Sözcü