Sultan Alpaslan’dan Mustafa Kemal’e...
Bir ulusun karanlık günlerini de, aydınlığa kavuştuğu günleri de asla unutmaması gerekir.
30 Ağustos, karanlık günlerden aydınlığa çıkışın en büyük adımıdır.
Bir takım yarım akıllıların “Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunan kazansaydı” diye dövünmeleri, cahillikten de öte, hainlikten başka bir şey değildir!
622 yıllık uzun bir yaşam süresinden sonra tarihe gömülen Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti, 30 Ağustos Zaferi sayesinde var olmuştur.
Mustafa Kemal’in başkomutanlığında kazanılan 30 Ağustos Zaferi, dünyada eşi benzeri görülmemiş muhteşem bir destandır.
26 Ağustos 1922’de başlayan “Büyük Taarruz” 30 Ağustos’ta olağanüstü bir galibiyetle sonuçlanmıştı.
Bugün o zaferin 103’üncü yıldönümüdür.
Mustafa Kemal Atatürk’ün zaferlerini ve eserlerini silmek kimsenin haddi değildir ve böyle bir rezillik olamaz!
30 Ağustos’u yok sayanlara ne kadar lânet edilse azdır!
30 Ağustos Zaferi’ni küçümsemek, eğer hainlik değilse, eşi görülmemiş bir cehalet örneğidir.
★★★
Cumhuriyet’in kuruluş döneminin ünlü yazarı ve Dünya Gazetesi’nin sahibi Falih Rıfkı Atay, 30 Ağustos’u şu sözlerle anlatıyor:
“Nemiz var, neyimiz varsa, eğer........© Sözcü
