Cılkı çıktı: Tayyip Bey, Kemal Bey’e koltuk veriyor!
Seçimler yapılmış, iktidarı değiştirememiş, 13 yılın sonunda seçimi yine kaybetmişti. Bahane aramayıp; “Ben Kemal, gidiyorum” diyecekti. Ona “koltuk seviciliği mikrobundan uzak durmak” yakışacaktı.
★★★
“Ben seçimde halkı ikna edemediğim için koltuğumdan ayrılıyorum, ben bundan sonra demokrasi davamızın neferi olarak çalışmaya devam edeceğim” diyebilmeliydi.
Ondan beklenen buydu.
Kemal Kılıçdaroğlu koltuk sevici olursa; “Diktatör Adam-Otoriter Adam” diye eleştirdiği Tayyip Erdoğan’dan bir farkı kalmayacaktı.
★★★
Tarih şahittir!
“Koltuk seviciliğin ülkeyi her açıdan kısırlaştırdığını, eşitliğin önünü tıkadığını, daha iyilerin ortaya çıkmasına duvar olduğunu; kendini yarı tanrı sanan liderlerin ülkeyi demokrasi-adalet ve ekonomik krizlere soktuğunu” durmadan söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisiydi.
Konuşmaları arşivde.
Girin göreceksiniz.
★★★
Seçimleri yitiren CHP o günlerde; “Ben makam sevmiyorum. Koltuk sevdalısı değilim. Despotluktan yana olamam. Kurnazlık peşinde koşamam. Ben bir neferim. Ben Türkiye’de halk için, adalet, doğruluk, dürüstlük, demokrasi, fırsat eşitliği, ülkeyi eni iyi yönetmek için varım, kendimi değil demokrasiyi önde tutarım” diyecek liderini arıyordu.
Değişim şart olmuştu.
Kurultaya gidildi.
★★★
CHP 1 lider arıyordu.
10 lider birden buldu.
Birini hapse koyarsan, öbürünü, onu........
© Sözcü
