menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sevr gerçekleri ve Saltanat Şurası

119 157
10.08.2025

30 Ekim 1918...

Osmanlı Devleti’ni tarihten silen Mondros Ateşkes Antlaşması, Padişah Vahdettin’in talimatıyla imzalanır.

620 yıllık Osmanlı Devleti’ni sonlandıran Antlaşma’nın şerefine neler yapılmaz ki...

İstanbul hükümeti, bu antlaşmayı muhteşem bir başarı olarak tanıtır.

Osmanlı PTT’si, bu antlaşma için anma pulları bile çıkarır.

★★★

ABD ve İngiliz dışişleri bakanlıklarının gizli belgelerinde şöyle yazıyordu:

“İstanbul tamamen Türklerden alınmalıdır. Bir veba mikrobu ve harplerin yaratıcısı olan Türkler Avrupa’dan atılmalıdır.”

★★★

İngiltere’nin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Sir de Robeck, Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderdiği mesajda bir “Kürdistan” devletinin kurulması gerektiğini yazar:

“Kürdistan, Türkiye’den tamamen ayrılıp hür olmalıdır. Ermenilerle Kürtlerin menfaatlerini bağdaştırabiliriz. İstanbul’daki Kürt Kulübü Başkanı Sait Abdülkadir emrimizdedir.”

★★★

Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan 14 gün sonra 13 Kasım 1918’de, Osmanlı Başkenti İstanbul fiilen işgal edilir.

16 Mart 1920’de, İstanbul resmen işgal altındadır.

16 Mart sabahı, Fransız Yüksek Komiserliği’nin Baş Tercümanı M.Ledoux, Padişah Vahdettin’i ziyaret eder.

İşgali şöyle duyurur:

“Bugün itibariyle Müttefikler İstanbul’u resmen işgal etmişlerdir. Durumu size tebliğ ediyorum.”

★★★

İngiltere Yüksek Komiserliği’nden Andrew Ryan, sabah erkenden Sadrazam Salih Paşa’yı ziyaret eder.

İşgalin gerekçesini bildiren notayı verir.

Başkentin işgal edilmesi üzerine, 16 Mart 1920’de Rauf Orbay, Meclis Başkan Vekili Abdülaziz Mecdi Tolun ve Konya Milletvekili Vehbi Efendi saraya giderler.

Meclis heyeti, padişahtan işgale karşı çıkmasını ister.

Sultan Vahdettin bu isteği kabul etmez.

★★★

Vahdettin’den heyete:

“İşittiniz mi beyefendi? Bu adamlar her şeyi yaparlar. Yaptıkları bu kadarla da kalmaz... Daha fazlasını yapmaya cüret edebilirler. Onun için Meclisteki konuşmalarınıza dikkat edin.”

Heyet:

“Efendim, ne yapsalar milleti yıldıramazlar millet, hilafet ve saltanata sadıktır. Memleketin kurtarılması için uğraşıyoruz, müsterih olunuz padişahım!”

Padişah:

“Tekrar ediyorum, akıl için yol birdir, vaziyet meydandadır, isterlerse yarın Ankara’ya da giderler.”

Heyet:

“Müsaade buyurun!.. Hilafet ve saltanat makamı ile memleketin kurtarılması söz konusudur... Milletin sizden istediği, Meclis kararı olmadan herhangi bir milletler arası belgeyi imzalamamaktır. Aksi takdirde, istikbali çok karanlık görüyoruz...”

★★★

Vahdettin, şu tarihi cevabı verir:

“Rauf Bey! Bir millet........

© Sözcü