Jet mi dron mu?
Savaş da “start-up” mı oldu?
Birkaç yıl önce ordular general arardı, şimdi girişimci peşinde. Cephane yerine algoritma, kışla yerine yazılım merkezi... Ekran başındaki genç bir yazılımcı, 60 yaşındaki generali devre dışı bırakıyor. Tıpkı Ukrayna’nın yaptığı gibi.
Geçtiğimiz ay, Kiev’in 3 bin dolarlık ticari dron’ları, Rusya’nın yüz milyonlarca dolarlık bombardıman uçaklarını avladı. Bu insansız araçlar, patlayıcılar ve yazılımlarla donatılarak cepheden binlerce kilometre uzakta 40’tan fazla Rus uçağını imha etti.
Hız, asimetri ve yaratıcılık; ağır silahlardan daha etkili oldu. İsmi de manidar: Operation Spider’s Web... Örümcek ağını ördüler, Sovyet mirası dev bombardıman uçaklarını sinek gibi avladılar. Bu sadece teknolojik bir hüner değil, modern savaşa dair ezberleri bozan bir gösteriydi.
★★★
Ancak asıl dersi üç hafta sonra sahneye çıkan İsrail verdi. İran’daki nükleer tesislere yönelik önleyici saldırıda, sadece gökten değil, doğrudan yerden de vuruldu. 200 jet, 300 akıllı füze... Ama asıl dikkat çeken, İran içinde kurulan gizli fabrikalarda üretilmiş quadcopter’ların sahadaki rolüydü. Hedef, füzeler değil, onları koruyan hava savunma sistemleriydi.
İsrail’in başarısı; insan, makine, istihbarat, yazılım ve zamanlamanın senfonisiyle mümkün oldu. On yıllar boyunca toplanan istihbaratla, siber operasyonlar, insansız sistemler ve insanlı hava gücü senkronize........
© Sözcü
