Aşıların F-35’i: mRNA
Bir küçük kız düşünün... Adı Elif.
Doğduğundan beri bağışıklık sistemi zayıf, her kış ateşler içinde günlerce yatıyor.
Doktorlar çaresizce sıradan aşıları denemiş, ama hastalıklar bir yolunu bulup hep geri gelmiş.
Sonra annesine yeni bir umut anlatılıyor: “Programlanabilir bir aşı.”
Bir yazılım gibi Elif’in bedenine hastalıkla savaşmayı öğretecek. O teknolojiyle yapılan mRNA aşısı sayesinde küçük kız ilk kez sağlam bir kış geçiriyor.
★★★
Elif’in hikâyesi uydurma değil; aslında milyonlarca insanın gerçek hayatına dokunan bir bilimsel devrimin simgesi. Çünkü mRNA aşıları vücudumuza “şu mikropla böyle savaşacaksın” diye talimat veren bir rehber.
RNA dediğimiz şey bir molekül. Hücrelerimizin içinde zaten var olan doğal bir “mesajcı.”
Bir tür fotokopi makinesi gibi çalışıyor: DNA’daki bilgiyi alıyor, hücreye hangi proteini üreteceğini söylüyor.
Bilim insanları bu mesajı kopyalayıp düzenliyor. Böylece vücudumuzun ordusu düşmanı tanıyıp önceden hazırlanıyor.
★★★
Peki neden aşıların F-35’i?
Çünkü........
© Sözcü
