Depreme cezaevlerinde yakalanmak...
Sevgili okurlarım, doğal afetler deyince ilk akla gelen ve herkesi en çok korkutan gerçek hiç kuşkusuz depremdir.
Yangın olur kaçabiliriz. Sel baskını olur yine kaçabiliriz. Ama adına deprem denilen öldürücü felaketten kaçmak biraz zordur.
Biz bir deprem ülkesiyiz. Türkiye’de belgeli olarak bildiğimiz en büyük depremi 1939 yılında Erzincan’da yaşadık ve en az 40 bin insanımız can verdi.
Sonra gelen en büyüğü 1999 Marmara idi ve yine bir o kadar insanımız çöken binaların altında kalıp öldü.
Arada niceleri oldu ama son Güneydoğu depremini hep anımsıyoruz. Onun anıları belleklerde taze duruyor.
★★★
Şimdi en büyük korkumuz bir İstanbul depremi...
Böyle bir durum olduğu takdirde binlerce bina çökecek, on binlerce insanımız ölecek ve üstelik Türkiye’de bütün yaşam altüst olacak.
Hele de 7 ve fazlası olursa... Unutmayalım, Marmara depremi 7. 4, dünkü İstanbul depremi ise 6.2 idi.
Çok şükür ki dünkünü kazasız belasız atlattık!
Depremin merkez üssü Silivri yakınları.
★★★
Dün haberi alınca ilk düşündüğüm ne oldu bilir misiniz, onu anlatayım.
Silivri Cezaevi Türkiye’nin en büyüğü...
İçerisinde Ekrem İmamoğlu, Ümit Özdağ gibi nice siyasetçiler dışında binlerce hükümlü ve tutuklu yatıyor...
Ve siz depreme demir parmaklıklarla çevrili beton blokların altında, bu ortamda yakalanıyorsunuz.........© Sözcü
