Bu ülkede gazetecilik zor iş...
Sevgili okurlarım, dünyanın her demokratik ülkesinde iki ayrı kesim vardır. Bir kesim ne olursa olsun, patronun çıkarları doğrultusunda mevcut iktidara destek verir.
İkinci kesim ise eleştirir.
Gerektiğinde belgeleri konuşturur, yanıt verilmesini ister. Baskıcı iktidarlardan herhangi bir yanıt gelmesi çoğu zaman söz konusu olmaz.
Bu süreçte özellikle muhalif gazeteciler en ön safta yer alır. İster istemez iktidarın boy hedefi olmuşlardır ve başlarına dayak yemek, tutuklanmak dahil nice işler gelir.
Bu konuda son olarak Fatih Altaylı olayını yaşıyoruz.
Suçu cumhurbaşkanına hakaret ve tehdit!
Saray danışmanlarından biri olayın hemen öncesinde açıklama yapıyor, “Suyun ısındı” diyor... Ve hemen ardından tutuklama kararı geliyor.
Suyun ısınması Türkçede pek hayra alamet değildir!
★★★
Okurlar doğal olarak bilemez, bu iktidar döneminde gerçekten çok zor koşullarda gazetecilik yapıyoruz... Çünkü ağzımızdan çıkan her söz ya da yazdığımız her cümle suç olabilir.
Yazılarda çoğu zaman kendi kendimizi sansür etmek zorunda kalıyoruz.
İnanılır gibi değil ama başına bir iş açılan muhalif herkes gibi, gazetecilerin de tutuklanma sonrasında kısa sürede tahliye edilmesi söz konusu olmuyor.
Fatih Altaylı’nın şimdi tutuklandıktan sonra ne zaman bırakılacağı belli değil.
Üzerimizde baskı devam ediyor.
Altaylı olayı bu konuda ne ilkti, ne de son olacak.
Sevgili okurlarım, İran’ın ABD ve İsrail’le savaşı olanca hızıyla sürüp giderken İstanbul’da neredeyse bütün İslam ülkelerinin katıldığı bir İslam zirvesi toplantısı yapıldı.
Bizim ‘din kardeşleri’ yine çok sertti!
ABD’yi değil ama İsrail’i eleştirdiler, kınadılar,........© Sözcü
