Kaleler düşerken!
Siyasetin de bir haritası vardır. Hani her seçim sonrası ekrana gelen, renk renk...
Sahiller, iç bölgeler ve doğu diye kabaca üçe ayrılır; herkesin ezbere bildiği, yıllardır değişmeyen bir tablo.
“Kale” denirdi birçok yere.
Bir partinin vazgeçilmezi, bir diğerinin uğramaya cesaret bile edemediği iller, ilçeler, semtler...
Dokunulmaz, sabit, değişmez sanılırdı.
“-di” geçmiş zaman kullanmam tesadüf değil.
Çünkü o kaleler, artık birer birer düşüyor.
CHP önce Yozgat’ta tarih yazdı. Ardından Başakşehir’de, yani iktidarın 20 yıllık vitrininde gövde gösterisi yaptı.
Şimdi gözler bugün Konya’da yapılacak mitingde.
Üçü de sembolik anlamı güçlü yerler.
Üçü de yıllardır aynı siyasi iklimi soluyan, değişmez sanılan bölgeler(di).
Seçmen artık “yeni” bir söz bekliyor
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Başakşehir’deki mitingde “Artık onun kalesi bunun kalesi yok” dedi. Uyanışı ve direnişi gördüğünü belirterek şöyle devam etti:
“Yozgat da bizim, Mersin de bizim. Artık o eski siyaset yok. Hiç kimsenin kalesi yok. Artık kaleler gönüllerle fethedilmiştir.”
Bu açıklama siyaset çehresinde sessiz ama köklü bir dönüşümün işareti.
Türkiye uzun süre “biz” ve “onlar” haritası üzerinden siyaset yaptı.
İttifaklar, kutuplaşmalar, kültürel kodlar bu sınırları kalınlaştırdı.
Ama hayat değişiyor.
Enflasyon, genç işsizlik, barınma krizi, adalet arayışı, sağlık sistemindeki çöküş...
Bunlar siyasi........
© Sözcü
