menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İmece ruhu mu devlet boşluğu mu?

21 13
01.07.2025

Elinde hortumla alevlere yürüyen bir genç... Kovalara doldurdukları suyu zincir halinde ormana taşıyan köylüler... Traktörüyle ateşin içine dalan çiftçi... Çalı çırpıyla alevleri durdurmaya çalışan komşular...

Yine havalar ısındı, yine ciğerlerimiz yanıyor.

Resmi rakamlara göre cuma gününden bu yana 263 orman yangını çıktı.

En büyük hasar İzmir ve Bilecik’te.

Bu satırları yazarken Hatay’da da alevler hızla büyüyor.

Ekranlara yansıyan görüntüler ise hep aynı.

İtfaiyenin yanı sıra halk da alevleri söndürmek için elinde ne varsa onunla “cephe”ye koşuyor.

Gurur verici mi? Elbette.

Ama aynı kare, bir başka gerçeği de haykırıyor: Yangına profesyonel müdahalenin boşluğunu hala “imece” kapatıyor.

İmece: Kolektif hafızamızın altın kodu

Bu toprakların mayasında var aslında “imece”.

Selde, depremde, yangında, ekonomik krizde...

Hep birbirimize koşarak ayakta kalıyoruz yıllardır.

Hortumun ucundaki cesaret, ortak yurdu koruma içgüdüsünün tezahürü.

Yalnızca kendi evini değil, kimi zaman hiç tanımadıklarına da el uzatmanın izdüşümü.

Bu kareler, toplumsal dayanışmanın çıplak gücünü gösteriyor; her biri kahramanlık destanı gibi anlatılmayı hak ediyor.

Ama burada kocaman bir sorun var. Adı da profesyonel boşluk.

Halk, çoğu zaman kendi can güvenliğini tehlikeye atmak pahasına, devletin kurumsal kapasitesini “tamamlamaya” çalışıyor.

Envanter büyüyor, peki ya koordinasyon?

2025 envanterine göre Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadele için........

© Sözcü