Duyun artık bu sesi!
Suriye, üreticisini korumak için domates, üzüm, patates, tavuk, yumurta ve dondurulmuş piliç dahil 20 üründe ithalatı yasakladı.
Gönül bağı (!) olsa da; Türkiye de bu yasak listesinde.
Yani bizden de bu ürünler alınmayacak.
Haziran ayında kabak, salatalık, karpuz, soğan gibi ürünler için de benzer karar almışlardı.
Yani komşu ülke, bütün krizlerin ortasında ayağa kalkmaya çalıştığı ilk anda, ilk refleks olarak kendi çiftçisini ayakta tutmayı seçti.
Gel de kıskanma...
Halbuki bizde ne oldu?
Gelin biraz hafızamızı tazeleyelim.
Pandemi günlerinde Avrupa ülkeleri üreticisine kupon dağıttı, bedelsiz destek verdi. “Zarar etme, ayakta kal” dediler.
Bizdeki destek “kredi var”dı.
Üretici borçlandırıldı.
Milyon dolarlık krediler yıllarca ödenmediğinde yeniden yapılandırılırken, köylü borcunu ödeyemeyince traktörüne haciz geldi.
Şehirde holding kurtarıldı, köyde çiftçi batırıldı.
Tek kazanç kapısı elinden alındı. Çiftçi batağa itildi.
Oysa alarm çok önce çalmıştı.
2019 yerel seçimleri zamanı...
Hatırlarsınız değil mi; domatesin kilosu 6, patlıcanınki 10 liraya çıkınca kıyamet koptu.
O gün kalıcı önlemler alınsaydı, altı senede çoktan kökten........
© Sözcü
