menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir üniversite bir cenaze ve bir Türkiye hikayesi

2 14
02.09.2025

Boğaziçi Üniversitesi’nde bir düğün sırasında 15 yaşındaki bir kız çocuğu öldürüldü.

Tek bir cümle... Ama içinde bir ülkenin bütün yaralarını barındırıyor...

Bir çocuk, okul sıralarında olması gerekirkewwn, hayatını kazanmak için masaların arasında tabak taşımak zorunda.

15-17 yaş arasındaki her dört çocuktan biri gibi.

O da yoksulluk tarafından çağırılmış o akşam oraya.

Daha küçücük yaşında hayatın yükünü taşıyordu; tabaklarda, bardaklarda, tepsilerde.

Çocuk işçiliğin rakamlara sığmayan, kanlı gerçeği...

Kurşunu sıkan: 20 yaşında bir genç.

Yaşı küçük, sicili yaşından büyük.

Henüz yetişkin bile olmadan ardında onlarca suç kaydı biriktirmiş.

Hukukun, rehabilitasyonun, sosyal devletin devreye girmesi gereken yerde, sokakların kanunu girmiş devreye.

Sonuç: Daha 20’sinde hem katil, hem ölü.

Ve bütün bunların yaşandığı yer: Ülkenin gözbebeği bir üniversitenin kalbi.

Bir zamanlar özgür düşüncenin, bilimin ve tartışmanın simgesi olan Boğaziçi’nde...

Yıllardır öğrenciler kapıdan içeri girmekte zorlanıyor.

Mezunlar okula alınmıyor, yıllarını okula, gençlere vermiş birbirinden kıymetli akademisyenlere kampüs yasaklanıyor.

Denetimler sıkı. Yeri geliyor “açılmış” diye sigara paketlerine, yeri geliyor gökkuşağı........

© Sözcü