Sürekli Meşgul Olma Kültürünün Psikolojik Maliyeti
Modern dünyada sürekli meşgul olmak bir övgü sebebi haline geldi. "Nasılsın?" sorusuna verilen en yaygın cevaplardan biri, "Çok yoğunum," oldu. Bu yoğunluk, sanki önemli ve üretken bir birey olduğumuzun kanıtıymış gibi algılanıyor. Ancak, bu sürekli meşguliyet hali, zihin ve beden için uzun vadede ne kadar sağlıklı?
Meşguliyetin Psikolojik Yükü
Sürekli meşgul olma kültürü, insan beynini şaşkına çeviriyor. Beynimiz, odaklanma ve yaratıcılık için dinlenmeye ve boş zamana ihtiyaç duyar. Ancak, günlük yaşamımızda boş zaman, verimsizlikle eşleştiriliyor. Dinlenmek, bir zayıflık veya tembellik olarak algılanıyor. Oysa ki psikolojik araştırmalar, zihnin "boşta kalma" anlarında kendini yenilediğini ve yarımcı fikirler ürettiğini ortaya koyuyor.
Yoğunluk hali, stresi tetikleyen en büyük faktörlerden biri. Kronik stres, depresyon, kaygı bozuklukları ve hatta fiziksel hastalıkların ortaya çıkmasında etkili olabilir. Sürekli bir şeyleri yetiştirme telaşı, beynin "savaş ya........
© Sonsöz
