menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mukaddime ve devlet

11 11
19.05.2025


Son iki yazımızda, Platon’un, felsefenin klasik baş yapıtlarından biri olan Devlet adlı eserini birkaç bölümlük bir yazı dizisi halinde sizlerle paylaştık. Bugün de sizlerle yine aynı konu üzerinde insanlığa büyük bir eser bırakmış olan İbni Haldun’un Mukaddime’sinde yer alan devletle ilgili görüşlerine yer vereceğiz.
Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî veya tanınan kısa adıyla İbni Haldun, tarihin önemli isimlerinden biri olarak nitelendirilir. Küçük yaşta ilim ve fikir hayatına ilgi duyması onu başarılı bir tarihçi haline getirmiş ve birçok eser kaleme almış. 1332’de Tunus’ta dünyaya gelen İbni Haldun, modern tarih yazımının, sosyolojinin ve ekonominin öncülerinden kabul ediliyor. 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisi olarak kabul gören Haldun, ayrıca İslam aleminde liberalizm ilkelerini kitaplarında bulunduran ilk Müslüman düşünür olarak kabul ediliyor.
İbni Haldun’un en önemli eseri ise Mukaddime’dir. Konunun uzmanları Mukaddime’yi şöyle tanımlıyorlar:
“14.yüzyıl’da bilimsel metodoloji ile kaleme alınan Mukaddime, İbni Haldun’un teorik alt yapısı ve pratik gözlemlerini dengeli şekilde bir araya getirdiği başyapıtıdır. Devletlerin refahı ve çöküşünü; çevresel, sosyal, ekonomik, politik ve tarihsel faktörlerin bir araya geldiği dinamik bir çerçevede tahlil eder. Kurucusu olduğu ‘Umran’ ilmi ile toplum refahını esas alan arz-talep, fiyat-ücret, emek-değer, üretim-tüketim ve tüm ekonomik sistemin murakabesini yapan devlet tanımıyla bütünsel bir model ortaya koymuştur. Devleti düzenleyici ve denetleyici rolü ile iktisadi hayatın önemli bir unsuru olarak işaret etmiş. Gelişmiş bir toplum ve istikrarlı refah için devletin üstlenmesi gereken rolleri örneklerle tarif etmiştir.
Yazımızın giriş kısmında da belirttiğimiz gibi Mukaddime özellikle devlet........

© Sonsöz