Depreme Dayanıklı Kentler İnşa Etmek
İstanbul 6.2 ile sallandı, gündem bir anda yeniden deprem konusuna evrildi. Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilimizde yüzbinlerce konutun yerle bir olduğu, resmi rakamlara göre 53 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği 6 Şubat depreminin üzerinden henüz iki sene geçmişken yine felaket senaryoları peş peşe gündeme gelmeye başladı. Öyle ki bilim insanlarımız bile bundan sonraki deprem üzerine çeşitli senaryolar yazıyorlar.
Bizim kuşağın ilk olarak tanıştığı en büyük deprem, Gölcük merkezli büyük Marmara Depremiydi. Orada da binlerce insanımızı kaybettik. Tüm ülke olarak seferlik ilan ettik ve deprem yaralarını sarmaya çalıştık. Bunun için o dönemde gündeme giren, iletişim vergisinin adı “deprem vergisi” olarak akıllarda yer etti. Deprem Vergisini koyan dönemin siyasi iktidarı, burada toplanacak paralarla, kentleri depreme dayanıklı şehirler haline getirileceğini söylemişlerdi.
1999 yılından bu yana geçen süre içinde deprem vergisi oranları değiştirilerek günümüze kadar geldi. Vatandaşlardan nereye harcandığı bilinmeyen 45 milyar dolara yakın vergi toplandı. Toplanan bu paranın yarıya yakın bir kısmıyla sadece İstanbul’u depreme dayanaklı bir şehir haline getirilebilirdi. Ama dedik ya, sayın bakanın da açıkladığı gibi “aslında nereye harcandığı belli olan” bu kaynağı hesabı bir türlü ortaya çıkmadı.
İstanbul, günlerdir diken üstünde. Yapılan açıklamalar çerçevesinde bugün için 450-600 bin civarında binanın zaman geçirilmeden yıkılıp, yeniden........
© Sonsöz
