UCUZ ÖLÜMLER KADERİMİZ Mİ?
Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde çıkan orman yangınına müdahale sırasında, alevlerle mücadele eden ekiplerden 5’i orman işçisi, 5’i ise AKUT gönüllüsü olmak üzere toplam 10 kişi hayatını kaybetti. Kavurucu sıcakların etkisiyle büyüyen yangın, rüzgârın da etkisiyle kısa sürede geniş bir alana yayıldı. Müdahale eden ekipler, yangını kontrol altına almak için büyük çaba gösterdi. Ancak ne yazık ki görev başındaki bu 10 kahraman, alevlerin ortasında kalarak şehit oldu.
Bir yanda alevlerle mücadele eden orman yangınları, diğer yanda ihmaller zincirinin gölgesinde yitirilen canlar… 10 orman emekçisinin hayatını kaybettiği bu facia ne ilk ne de son olacak gibi görünüyor.
Ancak bu acılar artık ne kamuoyunu ne de yetkilileri yeterince şaşırtıyor. Çünkü bu topraklarda "önlenebilir" ölümler sıradanlaştı, adeta kader haline geldi. Ve toplum, çaresizlik içinde bu tür ölümleri kabullenmiş görünüyor.
Henüz bu yılın başında, Bolu Kartalkaya’da çıkan otel yangınında 78 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Tesisin güvenlik önlemleri tartışılmış, yangın merdiveninin çalışmadığı iddiaları gündeme gelmişti. Bu olayın üzerinden altı ay geçmeden, Pençe-Kilit Operasyonu sırasında 12 askerimiz metan gazı nedeniyle şehit oldu. Otelde yandık, mağarada boğulduk, şimdi de ormanda kül olduk. Fakat hiçbirinde ders alınmadı.
Her olay sonrası aynı sözler: “Soruşturma başlatıldı”, “Gereken yapılacak”, “Sorumlular cezalandırılacak”. Ama ne cezalar caydırıcı oluyor ne de önlemler alınmaya başlanıyor. Çünkü asıl sorun, sistemin ta kendisinde. İhmali doğuran kültürel ve yönetsel çarpıklıkta........
© Sonsöz
