Sürecin sakil adamları
“Sakil”in iki anlamı var; ilki çirkin ve kaba. İkincisi sıkıntı veren. Yeni “yetmez ama evetçiler” için iki anlamı da yerindedir. “Şekil şemailleri” için değil, yazıp çizdikleri için söylüyorum; çirkin ve kabadırlar, sıkıntı vermeye adaydırlar.
İlkinde, 12 Eylül 2010, bir “aydın” hareketi görünümündeydiler. Çoğu durumdan vazife çıkarıyordu, gönüllü kundakçılardır. Şimdi doğrudan görevlendirilmiş bir halleri var. Taner Akçam’dan, Mehmet Tatlı’dan, Ruşen Çakır’dan söz ediyorum. Foncudurlar, yıkılmış cumhuriyetten geri kalanı silmekle memurdurlar.
Fonculuk bir iddia değil, defalarca ortaya saçıldı. Adı geçenin sitesi sadece ABD merkezli Chrest Foundation'dan 6 yıl içerisinde 476 bin dolar destek almıştı. Sordular muhatabına, hayır demedi, o fonların çoğu AKP’ye yandaş kuruluşlara gidiyor dedi. E tamam, foncular iktidarı da muhalefeti de besler. Besleme bir iktidar ve besleme bir muhalefet isterler çünkü. İşin kuralı böyle. Yoksa kim niye birilerine karşılıksız dolar yağdırsın.
Taner Akçam sadece almıyor dağıtıyor da. “Hrant Dink Vakfı Tarih ve Hafıza Araştırma Teşvik Fonu” 2016 Jürisi’nde o da var örneğin. Şimdi güçlerini birleştirdiler, Taner Akçam teorilerini biriktirip yolluyor, Medyascope yayınlıyor. Fonlarda işbirliği şartı hep var.
***
Tabii alınan fon karşılığı yazılıp çizilince hata yapmamak, fon kardeşlerine dost ateşi açmamak gerekiyor. Vaktiyle, şimdi aramızdan göçük, Duvar sitesinde Akçam’la bir söyleşi yapıldı. Tabii konu yine “Ermeni soykırımı”ydı. Akçam, “Gönüllü bir katılım olmasaydı, bu kadar insan öldürülemezdi” başlıklı röportajında, “Kürt ağaları, evlenen Ermenilerin ilk gece hakkına sahiplerdi” demiş bulundu. Bunun üzerine yüzü aşkın Kürt aydını bir kınama bildirisi yayınladı. Dediklerine göre Kürt ağaları sütten çıkmış ak kaşıktı. Tatlıya bağladılar, anlaştılar, kapattılar.
Anlaşırlar, çünkü işin esası soykırım suçunu “Türklerin” üzerine bırakmaktır, oradan devam ediyoruz. Halbuki sahada, uygulayıcıların çoğu Kürt aşiretleridir. Şimdi İttihat ve Terakki’den nefret etmelerinin nedeni de büyük savaştan önce İttihatçıların Ermenilerle anlaşması, özellikle Ermeni Devrimci Federasyonu Taşnak’la yan yana yürümesidir. O kadar ki, Talat 31 Mart gerici ayaklanması sırasında Şeriatçıların şerrinden bir Taşnak üyesinin evinde saklanarak kurtulmuştur. Kürt aşiretleri İttihatçılarla Taşnak’ın anlaştığını ve kendilerinden katliamın hesabını soracaklarından korktu. El koydukları malların hepsinin ellerinden uçup gitmesi tehlikesi vardı. Hâlâ sürüp giden İttihat Terakki düşmanlığının derinlerdeki nedenidir.
***
Görevli soykırım uzmanımız kitap yazdı iki yıl önce, “Yüzyıllık Apartheid” konu ediniliyordu. Kampanya yapmaya çalıştılar. Yazar ile söyleşi yapan bir liberal haber portalı söyleşiye “Apartheid Cumhuriyeti” başlığını uygun görmüştü. Kitap Cumhuriyet’in 100. yılı tartışmalarına bir katkıydı, iddia bu yöndeydi. Anlayacağınız gibi “Apartheid”le suçlanan cumhuriyet, şimdi göçük, Türkiye Cumhuriyeti’ydi.
Haliyle bir tür ölüye sövme ayiniydi bu. Söyleşinin her yanından mevtaya duyulan nefret........
© soL
