menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Umut(suzluk) üzerine…

52 28
29.07.2025

Sevgili Engin Solakoğlu dünkü yazısında “Cehennem” diyordu, müsaadenizle oradan devam edeyim.

Dante, Virgil’le birlikte cehennemin kapısına geldiğinde, onu şu cümle karşılar: Lasciate ogne speranza, voi ch' intrate. Ey içeri girenler, tüm umudu dışarıda bırakın.

Dante’ye göre cehennem, umudun olmadığı yerdir.

Affınıza sığınarak bir alıntı daha yapıyorum. Bu kez büyük şairimizden:

Büyük insanlığın toprağında gölge yok
sokağında fener
penceresinde cam
ama umudu var büyük insanlığın
umutsuz yaşanmıyor.

Gerçekten de, umutsuz yaşanmıyor. Ama bu, cehennemde, iki tarafı keskin bir bıçak. Gelin, inceleyelim…

***

Nâzım bu dizeleri yazdığında, umudun bir başkenti vardı. Yoksul, emekçi, sömürülen insanlar, ABD’de bir otomobil fabrikasında da, Endonezya’da bir kauçuk plantasyonunda da olsalar, eşitlik ve özgürlük hayali kurduklarında Moskova’ya, çatısında orak çekiç dalgalanan Kremlin’e bakıyorlardı.

1991 Noelinde o bayrak indiğinde, yenilen sadece Sovyetler Birliği değildi; umut yenilmişti.

O zamandan bugüne hayalleri küçüldü insanlığın. Artık sıradan emekçi insanlar başlarını sokacakları bir eve sahip olmanın, yaşlandıklarında çok sürünmeden ölmenin, hatta yatağa aç yatmamanın, ertesi gün temiz su içebilmenin hayalini kuruyor. Bundan biraz daha fazlasını hayal edebilenler de dünyadan kaçıp bahçesine saklanabilecekleri müstakil ev, kaza yapsalar da ölmeyecekleri güvenli araba falan hayal ediyor.

İnsanlık, kendisine Karayiplerde bir ada satın alıp, üzerinde çocuklara tecavüz etme tesisi kuran Epstein diye bir alçağın müşterisi olacak kadar insanlıktan çıkan haysiyetsizlerin sapık hayallerine esir oldu. Hepimizin gözü önünde, bu haysiyetsizlerin alkışları eşliğinde, kırk kilometre uzunluğunda, dokuz kilometre genişliğinde bir sahil şeridinin fethi için çocuklar açlıktan öldürülerek “temizlik” yapılıyor. Seyrediyoruz.

Cehennemdeyiz.

Ama umutsuz yaşanmıyor.

***

Bu düzen bir cehennem, ama içinde hiç umut olmasa, sekiz milyar insanı kendisine ikna edemez ve bir gün dahi ayakta kalamaz. Cehennemi ayakta tutan en temel direklerden biri içinde yaşayanlara fısıldanan sahte umutlar.

Buna örneği ülkemizden verelim. Yangınlar Bursa’nın banliyölerine dayandı ve ne oldu? Akşamında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı “Rabb'im! İmdat eyle bize!” diye tvit attı.1 İl Müftülüğü ise yurttaşları sabah namazında camilerde yağmur duasına davet etti. Orman Genel Müdürlüğü parayı yangın söndürme uçağına değil faize yatırınca,

© soL