menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir avuç dolar için…

25 1
24.06.2025

“Türkiye son yirmi yılda çok değişti…” Sürekli bunu söylüyorlar ve kendi açılarından haklılar. Türkiye’de piyasa ekonomisi AKP döneminde çok gelişti ve derinleşti. AKP’nin iktidara geldiği 2002’nin sonunda Türkiye’nin enflasyondan arındırılmış dolar bazında yıllık üretimi 415 milyar dolar olmuştu. Bu rakam 2023’te 1,26 trilyon (1260 milyar) dolar olarak gerçekleşti. Bu 2003-2023 arasında yılda ortalama yüzde 5,5 büyüme demek ve bu, aynı dönemdeki dünya ortalaması olan yüzde 3’ün hayli üzerinde.1

Peki, ekonomi ne pahasına büyüdü?

Türkiye’nin dış borcu 2002 sonunda 132 milyar dolardı, 2023 sonunda 500 milyar dolar olmuştu. Yani yirmi yılda ekonomi üç katına çıkarken dış borç neredeyse dört katına çıkmış durumda.

Zaten işin bam teli de burası. Batılı emperyalistler o kadar zenginleşmiş durumda ki, nereye koyacaklarını, ne işe yaratacaklarını bilemedikleri, kulaklarından fışkıracak, paçalarından akacak kadar çok sermayeleri var. Bu yüzden aslında dünyanın geri kalanının çöl olmasını, kendi ülkeleri dışındaki tüm halkların ölüp gitmesini falan istemiyorlar. Aksine, dünyanın geri kalanında ekonomiler büyüsün, yatırımlar yapılsın, ama bu olurken bir yandan da borçlar büyüsün ve üretilen değerin büyük bir kısmı borç faizi olarak kendi ceplerine aksın istiyorlar. Emperyalizmin özü bu.

Emperyalistler Türkiye ekonomisinin büyümesinden rahatsız falan değil, çünkü onlar için Türkiye büyük bir yatırım, sağmal bir inek. Emperyalistler yalnızca Türkiye bağımsızlaşırsa, sürekli değer sızdıramayacakları bir ülkeye dönüşürse rahatsız olur. AKP denen gerici parti de Türkiye’deki uzun iktidarını buna borçlu. Türkiye ekonomisini borçla, bağımlılıkla şişire şişire büyüttüler ve ülkenin bağımsızlığı için hiçbir gerçek adım atmadılar.

Türkiye sermayedarları da pek tabii rahatsız değil. Servetlerine servet, sermayelerine sermaye kattılar. Halkın sırtından beş yerine on beş kazandılar, belki emperyalistlere bunun ikisi yerine yedisini verdiler ama yine de eskisiyle karşılaştırılamayacak bir hızla zenginleştiler ve zenginleşiyorlar. Sevgili Korkut hocam defalarca yazdı, özellikle son altı-yedi yılda Türkiye’de üretilen değerden sermayedar sınıfın aldığı pay ölçüsüzce arttı.2 Yani pasta büyüdü, ama emekçilere pastadan daha ince bir dilim verildiği için yaşam koşullarında önemli bir iyileşme olmadı.

Piyasa ekonomisinde başkaları zenginleşirken yerinde sayan, kaybeder. Türkiye ekonomisinin şişirilerek büyütülmesinin bir noktada enflasyona dönüşmesi kaçınılmazdı ve 2020’den itibaren bununla birlikte, emekçi sınıflar hayat pahalılığı ile korkunç bir bedel ödemeye başladı. Yıllarca biriken çelişkiler bu yolla emekçilerin, yoksulların sırtına yıkıldı.

Ahmak muhalifler yanlış düşünceler yayıyor,........

© soL