Yaklaşan tayfun ve İngiliz romantizmi
Fransa ve Almanya’dan sonra bu hafta, İngiltere’de 19. yüzyılın ilk yarısına ve İngiliz romantizmine odaklanacağız. İngiltere’de romantizmi tetikleyen önemli olaylar Sanayi Devrimi ve Fransız Devrimi olarak sıralanabilir. Zaten bu iki büyük olay, kendisinden sonraki birçok başka toplumsal olayı etkilemiş ve dönüm noktası olmuştur. Doğal olarak bu iki kritik tarihin gerçekleştiği ülkelerdeki toplumsal değişimler çok daha şiddetli yaşanmış ve bu değişimlerin sanat akımlarına yansıması da ayır edici olmuştur.
İngiltere’de Sanayi Devrimi 18. yüzyılın sonlarında gerçekleşir. Sanayi Devrimi öncesinde sömürgelerle ticaret yaparak zenginleşmeye başlayan burjuvazinin iktidarı, monarşinin varlığını korur ve hatta bu ona bir tür avantaj sağlar. Çünkü, Birleşik Krallık formundaki Büyük Britanya yakın ada ülkelerine hükmettiği için burjuvazi, ucuz iş gücünü hemen yanı başındaki ülkelerden devşirilebilmektedir. Ayrıca köle ticaretinin yasal olması da kârlılık için büyük etkendir. Sonuç olarak bu koşullar, sanayide hızlı büyüme sağlarken işçi sınıfı için korkunç bir cehennem yaratır.
Engels olağanüstü kitabı "İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu"nda şöyle der:
“Her şey tek bir amaca, imalatçı kapitalistler için çok önemli olan bir amaca yönelmişti. Tüm ham ürünün ve özellikle işçi sınıfının yaşam araçlarının ucuzlatılması, hammadde fiyatlarının indirilmesi ve ücretlerin dondurulması -henüz düşürülmesi değil- gerçekleşecek, İngiltere "dünyanın atölyesi" haline gelecekti. Diğer tüm ülkeler İngiltere için adeta bir İrlanda olacaklardı; ürünleri için bir pazara dönüşmüş ve bunun karşılığında kendisine hammadde ve gıda sağlayan bir ülke. Tarımsal dünyanın büyük imalat merkezi olan bir İngiltere ve onun, yani sanayi güneşinin etrafında dönen ve gittikçe artan miktarda hububat ve pamuk üreten çok sayıda İrlanda. Ne kadar da parlak bir gelecek!”[1]
Engels, diğer tüm ülkeleri İrlanda’ya benzetirken İngiltere’nin ulaştığı sömürü boyutuna dikkat çeker ve bunun yasalarla olağan bir sistem haline getirilmesini eleştirir.
Bu noktada İngiliz romantizmine geçişi, köle ticaretinin konu edildiği bir resimden doğru yapabiliriz. Turner’ın 1840’da yaptığı Köle Gemisi adlı çalışması, tıpkı Géricault’nun 1818’de yaptığı Medusa’nın Salı resmi gibi gerçek bir olaya dayanır. Kısaca Köle Gemisi olarak bilinen ve orijinal adı Ölü ve Ölmekte Olanları Denize Atan Köle Tüccarları-Yaklaşan Tayfun olan resmin konusu: 1781’de Jamaika’ya gitmekte olan bir köle gemisinde içme suyu azalınca kaptanın, doğal nedenlerle ölenlerin sigorta kapsamında olmamasından dolayı, 132 köleyi denize atılmasını emretmesidir. Her ne kadar bu olay mahkemede sonuçsuz kalsa da Britanya’da köleliğin kaldırılması için önemli bir dönüm noktası olacak ama kölelik ancak 1833’te, yani olaydan 52........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
Grant Arthur Gochin
Beth Kuhel