menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kılıçdaroğlu bize ne anlatıyor?

57 35
26.11.2025

Memleket ve partisi onca şey yaşarken olan biteni bir köşede öylece seyretmeyi tercih eden Kemal Kılıçdaroğlu sessizliğini cumartesi akşamı yayınladığı bir video ile bozdu.

Arkadaki Atatürk’lü fotoğraf, bayrak, masanın üstünde yer alan ve kendince derin mesajlar verdiğini düşündüğü birkaç kitapla kırmızı kapaklı bir dosyadan müteşekkil, acemice kotarılmış bir dekor eşliğinde sergilenen bu pespaye müsamerenin içeriği de zamanlaması da tesadüf değildi elbette.

Videonun yayınlanmasından sadece bir gün önce CHP yönetimi “Terörsüz Türkiye” komisyonundan bir heyetin Öcalan’la görüşmesi yönündeki iktidar hamlesine iştirak etmeyeceğini, Öcalan’ın başka yöntemlerle dinlenmesinin de mümkün olduğunu söylemiş, ayrıca yapılan açıklamada cezaevindeki siyasilere, kayyım siyasetine, CHP’ye yönelik baskılara ve halkın yaşananlara tepkisine yer verilmişti.

İşte bu açıklamadan bir gün sonra Kılıçdaroğlu sahneye çıkartıldı ve kendisine iki şey söyletildi.

Kılıçdaroğlu’na söyletilen birinci şeyin merkezinde “arınma” vardı ve buna göre yolsuzluklara bulaştığı iddia edilen partililer –ki aslında kastedilen kişi Ekrem İmamoğlu’ydu- yargı önünde hesap vermeli, CHP de bunlardan bir an önce arınmalıydı. Kılıçdaroğlu bu cümlelerle iktidarın söz konusu davaların siyasi değil hukuki olduğu yönündeki söylemine sahip çıkıyor ve o dilin içerisinden konuşuyordu. Zaten Salı günü de İBB iddianamesi kabul edildi.

Ve ikincisi, zamanlamanın da işaret ettiği üzere İmralı’ya gitme meselesiyle ilgiliydi. Kılıçdaroğlu Türkler’in at sürdüğü ve şehit verdiği coğrafyalarda sıkıştırılamayacağını, CHP’nin “devletin âli menfaatleri” adına sürecin içerisinde olması gerektiğini söylüyor, böylece iktidarın “yeni-Osmanlıcı” vizyonuna ortak olduğunu deklare ediyordu.

İşte tıpkı zamanlama gibi, videonun bu iki mesaj üzerine kurulu olması da bir tesadüf değildi; çünkü en başından itibaren iddia ettiğimiz üzere güdümlü bir muhalefet yaratılması ve Türkiye’nin seçimsizleştirilmesi süreciyle Kürt sorunu başlığındaki yeni açılım süreci makro bir planın iki ayağı, bir madalyonun iki yüzü olma niteliğini taşıyordu.

CHP bunun farkındalığıyla İmralı’ya gitmeme yönünde bir karar aldı; Kılıçdaroğlu da bunun üzerine sahneye çıktı ve açıklamasıyla bu bağlantıyı, bu ilişkiyi bir kez daha teyit etmiş oldu.

Kılıçdaroğlu’nun videosunun teyit ettiği başka bir şey daha vardı; DEM’lilerin iddia........

© soL