menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ulus devletlerin bütünleşmesi: Birleşik Arap Cumhuriyeti örneği

57 4
09.08.2025

Lozan’ı, ulusal sınırları ve bağımsızlığı emekçi sınıflar adına savunuyoruz bugün. Çünkü bu kavramların hepsi, emepryalizmin, sermaye sınıfının ve işbirlikçilerinin saldırısı altında. Bu aktif savunma hali bir devrim stratejisi haline geliyor.

Emekçi sınıflar emperyalizmi ve sermeye sınıfını yenerek ulusal düzeyde iktidarlarını kuracaklar.

Ancak bundan sonra emekçi sınıfların hayali olan ulusların bütünleşmesine bakılabilir. Halkların barış ve eşitlik içinde kaynaşması, sömürüsüz/yağmasız emek cumhuriyetlerinin birleşmesi, göçmensiz, duvarsız, gericisiz bir dünya kurulması mümkün olabilir.

İnsanlık aslında bütün üstümüze çöken karanlığa rağmen böylesine büyük bir dönüşümün eşiğinde bulunuyor.

Öte yandan devrimci hayallere dalmak yerine bir toplumsal laboratuvar bilimi olan tarihe bakıp ulusların bütünleşmesi deneyimlerinden ders çıkarmak çok daha akılcı olur.

Bugün önemli bir deneyim olarak Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin kuruluşuna göz atalım.

Osmanlı’nın fetih alanında kalan içerdiği azınlıkları, farklı dinler ve mezhepleriyle Arap coğrafyası büyük bir alana yayılıyordu. Arapçanın farklı kehçelerinin konuşulduğu bu geniş alan daha Osmanlı’nın son döneminde parçalanmaya başlamıştı, örneğin fiili olarak Mısır ayrı bir hegemonya alanına dönüşmüştü.

En nihayet 1. Dünya Savaşı esnasında Sykes-Picot Anlaşması ile bu coğrafya İngiliz ve Fransız emperyalizmi tarafından paylaşıldı ve ileride kurulucak ulus devletlerin sınırları az çok belirlendi. Emperyalizmin böldüğü her birimde bir gerici feodal işbirlikçi yönetime taşındı.

Arap halkının özellikle Şam ve Kahire’de entelektüel bir birikimi oluşmuş, belirli merkezlerde bir sermaye toplaşması sağlanmıştı. Burjuva devrimleri feodal krallara ve emperyalizme karşı arka arkaya........

© soL