Bu yol nereye çıkar?
Kitle hareketi, toplumsal mücadele sürecinin bileşenlerinden biridir. Seçim de bir bileşendir. İktidar yani karar alıcı konumundakiler, bir başkasıdır. Yargı; yerine ve dönemine göre başka kurumlar… “Sonuç” bunların tamamından çıkar.
Kitle hareketi, içerisinde halkın karar sürecine katılma talebini barındırdığı için, kuşkusuz ayrıcalıklı bir yere sahip. Ancak bu hareketin etkisinin ne düzeyde olacağını belirleyecek bir ek unsur daha vardır: Kitle hareketinin siyasete nasıl taşındığı…
Bir aydır süren hareket açısından bu sorunun yanıtı CHP. Kitle hareketi siyasete esas olarak CHP tarafından taşınmakta, onun tarafından temsil edilmekte.
Bu durum, kitleleri CHP’li, CHP’ye tabi vb. hale getirmez. Nitekim öne çıkan kesim olarak öğrenci gençlik, motivasyonunu AKP’nin İBB ve CHP’ye yaptığı operasyona tepkiden ziyade kabaca “geleceksizlikten”, geleceksizliğinin iktidar tarafından ilan edilmiş olmasından almaktadır. Gençlik dışındaki kesimlerin alanlara akmasını ise yoksullaşma olgusu, en azından kolaylaştırdı...
Düzenin bugünkü görüngüleri kitlelerin öfkesini kışkırtıyor. CHP bu çeşitli toplumsal motivasyon kaynaklarının siyasette başat temsilcisi durumunda. Kuşkusuz “başat” olanın dışında başka temsilciler de var…
CHP’nin kendi motivasyonunun ise, bir varlık-yokluk ikileminden doğduğu anlaşıldı. Siyasi iktidar, dağınık biçimde karşısında duran nüfusun çoğunluğunun, gelecek seçimde ana muhalefette toplanmasını önlemek için radikal bir hamleye kalkıştı. CHP, yok olmasa da, parçalanacak ölçüde ağır bir basınç altına alınacaktı. Yıllardır sokaktan kaçanların alanları doldurması bundandır.
CHP’nin hizipsiz hale gelmek anlamında tahkim olması ise olanaksız. CHP siyasette ancak adı konmamış bir cephe........
© soL
