Fransa’da ‘hayat durdu’, Türkiye’de?
10 Eylül 2025 günü Fransa’nın genelinde 200 bin kişi sokağa çıktı, ulaşım aksadı, Paris metrosu tam zamanlı çalışmadı, çok sayıda okul kapatıldı, tren istasyonları işgal edildi. “Her şeyi durduralım” adı altında yapılan eylemler, Fransa’da büyük ölçüde hayatı durdurdu.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve hükümetinin kemer sıkma politikalarına karşı Fransız toplumunun tepkisi, bir anlamda genel grev niteliği taşıyordu. 18 Eylül’de sendikaların da desteği ile daha büyük çaplı bir genel grevin yapılması gündemde bulunuyor.
Türkiye’de de “hayatı durduracak eylemler” konusu gündeme getiriliyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde dünyanın ünlü gazetelerinden Financial Times’e yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “hukuk darbesi”ne karşı güçlü bir direniş gösterileceğini belirtti.
CHP lideri Özgür Özel, “Gerekirse hayatı durdurma noktasına getirecek barışçıl eylemler yaparız. Milyonlar değil, on milyonlar sokağa çıkabilir” ifadelerini kullandı.
Ülkemizde yönetimde bulunan dinci, faşizan bir iktidara karşı hayatı durduracak eylemler, o çapta bir genel grev yapılabilir mi? İşçi sınıfının mevcut konumu buna uygun mu, Türkiye’nin tarihinde bu tür eylemler yapıldı mı?
Tüm bu soruları öncelikle Fransa’da yaşananları dikkate alarak yanıtlamaya çalışalım…
10 Eylül’de Fransa’da yaşamı durduran eylemler, öncelikle sosyal medya vasıtasıyla örgütlendi ve harekete geçildi. Gösteriler, 2018-2019 yıllarındaki “Sarı Yelekliler” isyanına benzetiliyor.
Sarı Yelekliler hareketi, benzin fiyatlarına karşı başlayıp kısa sürede eşitsizliklere karşı geniş bir toplumsal öfkeye dönüşmüştü. O hareket, Fransa’da halkın yalnızca sandıkta değil, sokakta da siyasi özne olabileceğini bir kez daha hatırlatmıştı.
“Her şeyi durduralım” hareketi ise, gençlerin ağırlıklı olduğu, bir merkez yapılanmasının bulunmadığı bir hareket olarak nitelendiriliyor. Sendikaların daha aktif destek vermesi halinde daha güçlü bir harekete dönüşebileceği ifade ediliyor.
10 Eylül’deki gösterilerde 80 binden fazla güvenlik görevlisi vazife yaptı, polis sık sık biber gazı kullandı, 300 dolayında kişi gözaltına alındı.
Genel grev tarzındaki eylemlerin esas amacı, hükümetin 2026 bütçesindeki kemer sıkma politikalarına karşı tepki göstermekti. Bayrou hükümeti, 8 Eylül’de meclisten güvenoyu alamayarak düşmüştü. Protestolar, Cumhurbaşkanı Macron’un atadığı yeni Başbakan Lecornu’nun göreve başladığı gün gerçekleşti.
Eylemler, özellikle emekli aylıklarının ve sosyal yardımların dondurulması, kamu hizmetlerinde ciddi bütçe kesintilerinin öngörülmesi üzerine gerçekleştiriliyor. Sosyal kamu harcamalarını azaltan “kemer sıkma” politikalarına karşı yapılıyor. Siyasal anlamda da Macron’un istifası isteniyor.
Gösterilere SUD-Rail (demiryolu sektöründe faaliyet gösteren bağımsız sendika), CGT’nin (Genel İşçi Konfederasyonu) bazı şubeleri, Solidaires (Dayanışmacı) gibi yapılar destek verdi. CFDT,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d