Neyse ki Meclis zabıtları asla kaybolmuyor
Geçen hafta Pervin Buldan’ın Öcalan’ın medya eleştirileriyle ilgili sözlerine en sert eleştirilerden biri T24’de yazan duayen gazeteci Yalçın Doğan’dan geldi.
Doğan, şöyle yazdı:
“DEM’in değil ama, Pervin Buldan kimin çözeceğini iyi biliyor:
“Bugün medya da hükümetin elinde, yargı da AKP’nin elinde. Her gücü olan, yaşamın her alanına hakim olan bir iktidardan söz ediyoruz. Dolayısıyla, bütün bunları iyileştirmek…”
Pervin Hanım nasıl çözeceğini de biliyor:
“Ortadan kaldırmak yine iktidarın görevi”.
Nasıl yani?..
Eleştirenler gazeteciler, akademisyenler, siyasiler olduğuna göre…
Nasıl “ortadan kaldırılacak?..”
-O gazetecinin işine son verilmesiyle mi?..
-O akademisyenin üniversiteden atılmasıyla mı?..
-O siyasetçinin partisiyle ilişkisinin kesilmesiyle mi??.
-“Yargı AKP’nin elinde” dediğine göre, o gazeteciyi, akademisyeni, siyasetçiyi hapse atarak mı?.
Ah Pervin Buldan ah: Demokrasi sadece kendilerine, gerisini at içeri!
Pervin Hanıma hatırlatmak gerek: Bir ülkede kısmi demokrasi olmaz!.. Demokrasi ya vardır ya yoktur, sadece birilerine özgürlük ve temel hakların verilmesiyle o ülkeye ne barış gelir ne demokrasi”
Bu eleştirilerde ilkesel olarak yanlış olan bir şey yoktu.
Tabii Buldan’ı iktidarla bir olup medyayı susturmaya çalışmakla suçlayanlar, Pervin Buldan’ın, ancak bir Youtube kanalına konuşabildiğini, medyanın yüzde 90’ında ambargolu olduğunu unutmuşlardı.
Ama unuttukları daha vahim bir şey vardı.
Süreci eleştirenleri “Ortadan kaldırmak” la tehdit ettiğini iddia ettikleri siyasetçi, Türkiye’de devlet tarafından resmen kabul edilmiş bir faili meçhul cinayetinin mağduruydu.
Henüz çok genç bir kadınken eşi, lafın gelişi değil gerçekten de ortadan kaldırılmıştı.
Üç kırık cümleden hemen mağdur olanlardan biri, muhatabının bu acı hikayesini deşme pahasına “Süreci eleştirenlerin gözleri bağlanıp bir kuytuda cezalandırılma mı yapılacak?” diye bile yazdı.
Evet tam olarak böyle olmuştu.
1993-1995 yıllarında arasında Pervin Buldan’ın geldiği siyasi geleneğin gazetesi kapatılmaya bırak, İstanbul’un ortasında bombalanmış, DEP’li milletvekilleri Meclis’ten yaka paça çıkarılıp tutuklanmış ve bizzat Pervin Buldan’ın eşi gözleri bağlanıp bir kuytuda cezalandırılmıştı.
Peki, bugün Buldan’a “Demokrasi sadece kendilerine, gerisini at içeri!” diye ders verenler, bütün bunların yaşandığı günlerde ne mi yapmışlardı?
Yalçın Doğan’ın en önde gelen siyaset köşe yazarlarından biri olduğu ve daha sonraki yıllarda yöneticiliğini yaptığı Milliyet Gazetesi’nden birkaç manşet hatırlamak yeterli….
Ama mesele “yıldırım tasfiyeden”, “kaçacaklardı” diye manşetler atılan siyasetçilerin yaka paça gözaltına alınmasından bile “muhafaza altına” alındı diye bahsedilmesinden, yurtdışından bu olan bitene itiraz edene de medyadan had bildirmekten ibaret kalmamıştı.
Birlikte uçak seyahatlerine çıkılan ve siyasetçileri dokunulmazlığını kaldırmakla, partisini kapatmakla tehdit eden cümleleri manşetlere çıkarılan o günlerin “Atatürkçü, laik, Batılı” Başbakan’ı Çiller, daha da ileri gidip fiziken de açıkça tehditler savurmuştu.
Üstelik çıkabildiği bir Youtube kanalından değil, bütün medyayı karşısına toplayarak…
4 Kasım 1993 günü İstanbul Holiday Inn Oteli’nde basına konuşan Çiller, açıkça şöyle demişti:
“Türkiye, milis hareketi niteliğine dönüşmüş ve yaygınlaşmış bir terör hareketiyle karşı karşıyadır. PKK’nın haraç aldığı işadamları ve sanatçılarının isimlerini biliyoruz, hesap soracağız.”
Peki ertesi gün Doğan’ın da yazdığı Milliyet buna ne demişti?
Bu tehditler lafta da kalmadı.
İşadamı Savaş Buldan, 2 Haziran 1994’te İstanbul Yeşilyurt Çınar Oteli’nden, polis kimlikli, polis yelekli ve telsizli sekiz kişi tarafından Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’la birlikte kaçırıldı.
Cesetleri iki gün sonra Bolu’da Melen çayı kenarında bulundu.
Otopsi raporuna göre Buldan’a işkence yapılmıştı. Vücudunda yanık izleri vardı, derisi soyulmuş, göğsüne ve başına kurşun sıkılmıştı.
Henüz 27 yaşında olan eşi Pervin Buldan, eşinin öldürüldüğü haberini alınca üzüntüden erken doğum yaparak ikinci çocuğu Rojan’ı dünyaya getirmişti.
25 gün sonra kapatılan DEM’in yerine kurulan HADEP’in ilk kongresinin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon