menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eski bir Yetmez ama Evetçi’den yeni Yetmez ama Evetçilere bir tavsiye…

41 1
13.08.2025

İmamoğlu, kendisi gibi Silivri’de tutuklu olan Fatih Altaylı’ya konuştu. Konuşmanın en çok tartışılan bölümü Kürtçe ile ilgili söyledikleriydi:

“Dünyada en fazla Kürt nüfusunun yaşadığı şehrin belediye başkanıyım. Onlarla her yerde birlikte olduk. Tarihten gelen endişeler, kaygılar var, bunları görüyor ve yaşıyorum. Güzel dilleri ve Kürtçe’nin ürettiği kültür hazinesinin hor görüldüğünü de yaşadık, gördük. Artık başka bir dönemi başlatmalıyız. Bir gün İstanbul’daki bir pazar ziyaretinde bana sevgi dolu duygularını Kürtçe dile getiren annemin sözlerini anlayamadan gözlerim nemli dinledim. “Neden Türkçe bilmiyor?” dedim ama sonra düşündüm sonra “Sen neden biraz Kürtçe öğrenip aynı vatanı paylaştığın şu anneye birkaç cümle kurmayı düşünmedin?” diye sorguladım. “Aynı şehri, vatanı paylaştığım komşularımın dilini azıcık bile olsa bilmem gerekir” diyerek Kürtçe öğrenmeye gayret gösteriyorum.”

Hapisteki bir siyasetçi Kürt vatandaşların gönlünü kazanmak için basit bir jest yapmıştı, iktidarın çözüm süreciyle yaptığı hamleye karşı siyaseten müttefik olan Kürtleri kaybetmemek için mesajı yerine ulaştıracak bir cevap vermişti.

Çünkü Kürtlerin en büyük talebi ve özlemi aslında saygı görmek, kabul edilmek. O yüzden birkaç kelime Kürtçe konuşmak gönülleri kazanan bir jest.

Ama İmamoğlu’nun Kürtçe öğrenmeye gayret ettiğini söylemesine muhalif kesimlerden çığ gibi tepkiler geliyor.

Birkaç kelime Kürtçe öğrenme niyetinden bölünmeye, federasyona varanlar, İmamoğlu’nun bu pragmatizmiyle ikinci Erdoğan olduğunu söyleyenler, Kürtler bile çocuklarına Kürtçe öğretmiyor diye akıl verenler, cahilce Kurmanci mi Sorani mi diye sorarak aynı ülkeyi paylaştıkları insanların dilinden bile habersiz olduklarını gösterenler…

Kürtçe öğrenme jestiyle tetiklenen hassasiyetler ortaya çıktı.

Bu tepkileri verenlerin çoğu 10 yıldır Kürtlerin iktidar karşısında sessizce onların adaylarını ve ittifaklarını desteklemesi karşısında ise böyle tetiklenmemişti.

“Büyük Şeytan” olan “İslamcı, Atatürk karşıtı, dinci iktidara” karşı pragmatik ittifaklara açık ama bu uğurda kendisinden taviz vermeye kapalı kalabalık bir kitle var muhalif kesimde.

Bu pozisyonun Türkiye ortalamasının ve tabii iktidarın epey gerisinde…

Karşılarında daha 2009’da TRT Kürdi diye kanal kurmuş, 2014’de Şivan Perver’le Barzani ile konser yapmış bir iktidar var.

AK Parti iktidarı ve onun sürüklediği muhafazakar kesim, daha sonra Kürt meselesinde ne kadar güvenlikçi politikaların etkisine girse de, bölücülük, teröristlik suçlamaları ne kadar siyaseten kullanılsa da bu........

© Serbestiyet