menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Demek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş

36 0
30.06.2025

Hemen yanı başımızda üçüncü dünya savaşının kıyılarında dolaşılırken, Türkiye CHP’nin “mutlak butlan” tartışmalarıyla bir hayli meşgulken, geçen haftanın küçük siyasi haberlerden biriydi; DEVA Parti’nden iki milletvekili daha istifa etti.

Meclis’e ittifakla 15 milletvekili sokan DEVA’nın milletvekili sayısı böylece 9’a düştü.

En baştan itibaren laik muhalefetin samimiyetini sorguladığı, affetmek için itirafçılık yapıp isim vermesini beklediği, “mavi AKP” diye damgaladığı, her an CHP’yi ve laik muhalefeti satarak AKP’ye gidecekleri anı beklediği DEVA’dan şu ana kadar istifa eden altı milletvekili oldu ve hiçbiri AK Parti’ye geçmedi.

Hatta eski AK Partili bakan, Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf ve “baba ocağına gittiğini” söyleyen İzmir Milletvekili Seda Kaya CHP’ye geçtiler.

(Bu arada CHP, tek parti olduğu için 40 yaş üstü herkesin zorunlu büyükbaba ocağı zaten, bu büyük bir ayrıcalık değil.)

Son istifa eden iki isim Cem Avşar ve Evrim Rızvanoğlu’nun da CHP’ye geçmesi bekleniyor.

(Dikkat ederseniz milletvekilleri CHP’ye geçtikçe; “seçmene ihanet”ten, “dönek”likten, “o zaman milletvekilliğinden de istifa etsin”lerden bahsedilmiyor, “bunları vekil yapan” Kılıçdaroğlu’na lanet okunmuyor, demokratik lovebombinge maruz bırakılıyor.)

Mustafa Yeneroğlu ve Burak Dalgın ise bağımsız kaldılar

Cem Avşar, Alevi toplumunun sivil toplum örgütlerinden DEVA’ya kurucu olmuş bir isim. Evrim Rızvanoğlu ise Amerika’da uzun yıllar yaşamış siyasete DEVA’da başlamış bir iş kadını.

Mustafa Yeneroğlu dışında istifa eden beş milletvekilinin ortak özelliği; muhafazakar kökenli olmamaları.

Muhtemelen Selma Aliye Kavaf dışındakiler bugüne kadar hiç AK Parti’ye oy vermemiş, seküler kesimden figürler.

Yeneroğlu da 2015’e kadar Almanya’da yaşamış, Türkiye’deki siyasi kutuplaşmanın dışında kalmış bir siyasetçi.

DEVA’da kalan 9 milletvekilinin 8’i ise AK Parti kökenli.

Ya eski milletvekili ya da AK Parti teşkilatlarda görev yapmış isimler.

İstanbul Milletvekili Elif Esen de muhafazakar kesimden bir işkadını.

Bu bir tesadüf olmasa gerek.


Tabii ki insanlar siyasete sadece kutsal davaları gütmek, ideolojik tercihleriyle girmiyorlar.

Siyaset aynı zamanda bir kariyer alanı.

Mesleki kariyer yapmış ya da çok para kazanmış pek çok insan; daha büyük bir kamusal kariyer yapmak için, yönetici, karar verici elitin içine girmek için, milletvekili olmak, bakan olmak, hatta namının yürümesi için siyasete giriyor.

Bu hedefler için seçilen bir partinin ideolojisinden çok; partinin ya da liderinin bu amaçları gerçekleştirebilecek olması ya da ileride o başarı ve gücü kazanabilecek potansiyele sahip görünmesi yeterli.

Bugün olmayan ama gelecekte olabilecek gibi görünen bir başarıya insanlar yatırım yapıyorlar. Potaya ilk girenler arasında olmanın ayrıcalığına........

© Serbestiyet