Beyoğlu’nun günahı ne?
Beyoğlu yani İstiklal Caddesi, Türkiye’nin kalbidir. Oradan umut ve neşe saçılırsa herkesin payına bir şeyler düşer. Birçok kültür gelip geçmiştir ama Pera’nın, yani Beyoğlu’nun, önemi hiç kaybolmamıştır. Beyoğlu, anlatmakla bitmeyen sırların, birbirini yok etmeye çalışırken yok olan kültürlerin, casusların ve kahramanların mekânıdır.
İstiklal Caddesi’nin enerjisi son yıllarda Galata Kulesi’ne, oradan da Galataport’a doğru uzamış durumda. İstanbul’a gelen bir turist, Türkiye’yi genellikle önce Beyoğlu ya da Sultanahmet üzerinden tanıma şansı buluyor. LGBT aktivistleri de Cumartesi Anneleri de insan hakları savunucuları da İslamcı aktivistler de İstiklal’de kendilerini göstermek istiyorlar.
İstiklal’de sergi salonları, müzeler, sanat merkezleri, hala büyük bir zenginliğin mirası olarak varlığını sürdürüyor. Kitapçıların giderek sayıları azalsa da, Mefisto Kitabevi, Ada Kitabevi de caddeye canlılık katıyor. 1870’lerde, bir yangında yok olan Naum Tiyatrosu’nda, yani şimdi Çiçek Pasajı olarak bilinen yerde Padişah Abdülmecit’in maddi ve manevi desteğiyle........
© Serbestiyet
