menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bahçeli’nin komisyon önerisi üzerine bir değerlendirme

15 1
24.05.2025

Türkiye Büyük Millet Meclisi, yalnızca yasaların yapıldığı bir çatı değildir. Aynı zamanda millet iradesinin vücut bulduğu, demokrasimizin taşıyıcı kolonu, toplumsal meşruiyetin en temel kaynağıdır. Bugün içinde bulunduğumuz hassas süreç; başkanlık sistemi içerisinde fonksiyonlarını kaybetmiş Meclis’in yeniden etkinleştirilmesini, partiler arası diyalog kanallarının nezaket seviyesinde deği; etkin bir şekilde açılmasını, toplumun değişik katmanlarının karar alma mekanizmalarına dahilinin sağlanmasını ve her görüşten vatandaşın tatmin olacağı bir işleyişin ortaya konmasını gerektirmektedir.

Süreç için kurulacak mekanizmalar, bütçe yapma hakkı bile elinden alınmış Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeniden siyasi süreçlere dahil olması anlamına gelebilir. 1 Ekim’den bu yana Bahçeli, Erdoğan ve Öcalan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi zeminine yönelik kuvvetli vurguları, siyasi ve demokratik alanın genişleyeceği beyanatlarına rağmen Meclis, henüz herhangi bir seviyede sürece dahil olmuş değildir. Oysa bu denli kapsamlı ve çok boyutlu bir dönüşüm iddiası, yalnızca yürütme erkinin tasarruflarıyla sürdürülebilecek bir süreç değildir. Demokratik meşruiyetin ve kurumsal denge-denetleme mekanizmalarının tesisi açısından, yasama organının sürece etkin katılımı zorunludur. Bu bağlamda, siyasi aktörlerin sürece dair bilgilendirilmesi, karar alma süreçlerine dahil edilmesi ve kurumsal işleyişin etkinleştirilmesi gerekmektedir. Meclis zemininde yürütülecek her tartışma sadece bugüne değil, yarının Türkiye’sine bırakılacak sağlam bir demokratik miras olacaktır.

Meclis’in süreç dışında tutulduğu veyahut da güçlü bir katılım modelinin üretilmediği durumda sürecin meşruiyeti her zaman tartışma konusu olacaktır. Meclis’in ve sivil toplumun etkin olarak katıldığı karar alma mekanizmaları güçlü meşruiyet zeminleri yaratır. İç ve dış provokasyonlara karşı en güçlü kalkan, demokratik meşruiyetin kendisidir.

DEVA Partisi olarak, 1 Ekim 2024 tarihinden bu yana meselenin Meclis çatısı altında ele alınması gerektiğini güçlü biçimde dile getirdik. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan başta olmak üzere tüm milletvekillerimiz, farklı platformlarda bu çağrıyı sürekli olarak tekrarladılar. Bizler; sürecin istişareyle, katılımla ve denetimle yürütülmesinden yanayız. Türkiye’nin ortak aklı, ancak Meclis’in merkezde tutulduğu bir süreçle devreye girebilir. Unutulmamalıdır ki temsil oranı ile 28. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk siyasi tarihinin en yüksek temsil kapasitelerinden birine sahiptir.

TBMM’YE DÜŞEN GÖREV

Meclis’te üç hususta insiyatif alınabilir.

1. Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partilerin görüşlerini ve tutumlarını ortaya koyabileceği bir genel görüşme önemli bir başlangıç olacaktır. Bu aynı zamanda toplumdaki tüm görüşlerin ifade edebileceği kuvvetli bir temsil ve ortaklaşma zemin ortamı sağlayacaktır.

2. Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş başkanlığında geniş katılımlı ve tüm siyasi partilerin temsilcilerinin yer aldığı bir İzleme ve Yönlendirme Komisyonu kurulmalıdır. Bu komisyon, fesih sürecini izleyebileceği gibi Meclis’te yapılması gereken hukuki ve anayasal düzenlemeleri tespit etmek, idari anlamda atılması gereken adımlarla ilgili raporlar hazırlamak, öneriler sunmak ve sivil toplum ile akademinin sürece dahil olabileceği katılım modellerini ortaya koymak gibi işlevlerini görebilir.

3. Erdoğan ve Bahçeli’nin 1 Ekim’den bu yana kimi zaman genel ifadelerle kimi zaman da ayrıntılı bir şekilde referans verdikleri demokratikleşme, yapısal dönüşüm, reform gündemine dair yasal ve anayasal düzenlemeler bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi‘ne sevk edilmelidir. Böylelikle toplumun arzu ettiği şeffaflık gerçekleşecektir. Komisyonlar, Genel Kurul ve medyada bu teklifleri enine boyuna tartışılacaktır.

Türkiye, kritik bir eşiktedir. Böyle dönemlerde Meclis’in ağırlığı ve birleştirici rolü her zamankinden daha değerlidir. Unutulmamalıdır ki demokratik sistemler, kriz anlarında verdiği sınavlarla olgunlaşır. O sınavın adı bugün Meclis’tir. DEVA Partisi olarak bu sınavda üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız.

BAHÇELİ’NİN ÇAĞRISI

Süreci kamuoyuna mal eden ilk çağrıyı yapan ve kararlılıkla devam ettiren Devlet Bahçeli’nin, Meclis’te komisyon kurulması yönündeki çağrısı, beklenen bir adım olmuştur. Bahçeli, bu komisyonun adının “Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi; Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” olmasını önermektedir. Komisyonun üye sayısından uzman yapısına, partilerin temsilinden gruplar arasındaki ağırlık dengesini belirlemeye kadar birçok detay içeren bu öneri, kapsamlı taslak olarak kamuoyunun dikkatine sunulmuştur. Bu çağrı süreci ve tartışmaları hızlandıracaktır.

TBMM, İÇ TÜZÜK, KOMİSYONLAR

İç........

© Serbestiyet