menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fener Rum Okulu yaşatılsın, otel olmasın

11 0
18.10.2025

Avrupa’daki Ortaçağ şatolarını andıran Haliç’teki Fener Rum Okulu mimari özellikleriyle ve sosyal tarihiyle İstanbul’un en önemli kültürel miras değerlerinden biri.

Bu görkemli yapı döneminin İngiltere, Fransa ABD gibi ülkelerindeki okullarda, üniversite binalarında olduğu gibi Neo-Gotik (Ortaçağ canlandırmacılığı) tarzı özelikler taşıyor, Bizans mimarisine öykünen (Neo-Bizansçı) cephe detaylarıyla, siluetiyle Ortaçağ şatolarını andıran bu yapıyı Fener’de bulunan Rum Ortodoks Patrikhanesi zannedenlere de rastlanıyor.

Bu okulun yönetimine yakın bir tarihte Milli Eğitim Bakanlığı resmi bir yazı göndermiş ve riskli olduğu için (bir güçlendirme projesi yapılana kadar) 90 gün içinde boşaltılmasını istemiş. Bu nedenle de bu yıl okula yeni öğrenci kaydı yapılmamış. Şimdi okul yönetimi öğrenime devam edebilmek için yeni bir yer aranıyormuş.

Okul yönetimi bir taraftan da binayı güçlendirmek için gereken 10 milyon Dolar’ı nereden ve nasıl bulacaklarını kara kara düşünüyormuş.

Şimdi diyeceksiniz ki, bakanlık görevini yapmış, ne var ki bunda?

Bakanlık bu resmi tebligatı kime yapıyor? “Özel okul” statüsündeki bir eğitim kurumuna. Üstelik tam da okulun yeni öğretim yılına başlayacağı tarihte (8 Eylül) ve önceden haber vermeden.

Buradaki tuhaflık bakanlığın karşısındaki şehrin önemli bir kültür mirasını oluşturan bir eğitim kurumunu kar amaçlı, özel bir ticari kuruluş gibi görmesi. Bu durumda okul müdürü kaynak aramaya girişmiş ama güçlendirme için gerekli parayı nereden bulacak? Peki nerede görülmüş kamuda görevli kişilerin kaynak temin etmeye ve kendi yapılarını güçlendirmeye çalışması?

Eğer Fener Rum Okulu bir devlet okulu olsaydı, kamu kaynaklarıyla yıllar önce bu güçlendirme çalışması çoktan yapılmış olacaktı. Üstelik kamu kurumlarını deprem riskine karşı güçlendirmek için bir program dahilinde, Dünya Bankası gibi kuruluşlardan gerekli kredi desteklerini kullanarak.

Rum topluluğuna ve okul yönetimine aslında şu söyleniyor:

“Bu önemli kültür mirası olan okul sizin kurumunuz. Dolayısı ile gerekli bütçeyi de siz kendiniz bulacaksınız… Ya bu tarihi yapıyı bir yatırımcıya verip, Büyükada Rum Yetimhanesi’nde olduğu gibi “5 yıldızlı” bir otele dönüştüreceksiniz!”

Bunlar elbette ki açık açık söylenmiyor. Ama bu sözleri okul yönetiminin çaresizlik içinde kıvranmasına neden olan koşullar söylüyor.

“Hadi diyelim dönüştürmek istemediniz, sizin kendi mülklerinizden........

© Serbestiyet