menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hayvan katliamları politiktir

10 3
19.05.2025

Sadece kaba güç yetmiyordu. Toplumsal zor/kaba güç, havuç-sopa diyalektiğinin gereği olarak, maddi iktidarlarının yanında ruhani iktidarları gerektiriyordu. Krallar, lordlar ve diğerleri rahipler ve keşişler birlikte yürüyorlardı. Böylece en küçük başkaldırı bile sadece fani dünyada değil, öte dünyada da cezayı bekliyordu. Artıklarına yüzlerce ve hunharca el konulan serfler, köleler ve köylüler böylece çifte cezalandırılmanın korkusuyla yüzlerce yıllık uykuya yatıyorlardı. Uzun sürecek karanlık bu şekilde doğmuş oluyordu.

Balzac

Kapitalist toplum idealini, bireyin zihninde meşru kılan tek yegane kavram “bencilliktir”. Kendini düşünen ve son aşamada narsisizme varan tehlikeli bir üretim-tüketim bencilliği sadece insanı değil tüm canlıları da tehdit ediyor. İnsan, kapitalist toplumun üretim ve tüketim ilişkileri içinde “kendisine yabancılaşmasıyla” birlikte doğaya ve diğer canlılara da yabancılaşıyor. Bu yabancılaşma öyle bir hal alıyor ki insan dışında var olan diğer canlıların yaşam haklarını umursamaz bir şekilde yok ediyor. Ve maalesef diğer canlıların yaşam hakkının gasp edilmesi sadece insanın bireysel eliyle değil devlet mekanizmalarının (belediyeler, valilikler, yasalar vb.) parçalarıyla daha vahim bir şekilde yapılıyor. Hayvana kötü muamele, işkence, aşırı çalıştırma, deney yapma, hayvanlarla pornografik içerikler üretme gibi işkence ve katliam yöntemleri cezasızlıkları nedeniyle her geçen gün yaygınlaşıyor.

Toplumsal muhalefetin ve toplumun önemli bir kesiminin “hayvan haklarına” verdiği desteğin rüzgarıyla katliam yasasına karşı çıktığını söyleyen, kurucu olan ama bir türlü iktidar olamayan partinin belediyelerindeki barınaklarından gelen katliam haberleri meselenin yeterince toplumsallaştırılıp politikleştirilemediğini ya da politikleştiremediğimizi gösteriyor. Aynı zamanda meselenin bir partiye havale edilemeyecek kadar nüvelerinin de açığa çıktığını bize gösteriyor. Siyasi parti pragmatizminin bataklığı maalesef her şeyin önüne geçebiliyor.

Sistem içi “muhalif bir parti” olan, “hak, hukuk, adalet” diyen, ama sistemin ana damarlarına dokunmadan sistemi bir parti rejimi ve seçim çalışmasına indirgeyen parti, bu........

© sendika.org