menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rojava’da savaşın kritik haftası: Köprünün ardında ne var?

13 0
14.01.2025

Suriye’de BAAS rejiminin yıkılmasının üzerinden bir ay geçti. Ancak yangın devam ediyor, henüz taşlar yerine oturmuş değil. Suriye’de belirsizlik, kuzeyinde ise savaş pozisyonu hakim.

Özellikle son bir haftadır Tişrin Barajı ve Münbiç-Kobanê yolu üzerindeki Karakozak Köprüsü çevresinde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Saray medyasının bütün söylemlerine rağmen Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO), henüz Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) elinde bulunan bu iki noktayı da alabilmiş değil. SDG yaptığı açıklamalarda gerçekleşen bütün saldırıları püskürttüğünü söyledi. Uluslararası gözlemcilerin rapor ve günlük savaş bilançoları da SDG’yi doğruluyor. Her iki tarafın verdiği rakamlara göre yoğunlaşan çatışmalarda ağır kayıplar veren tarafı SMO oluşturuyor.

Türkiye de bu iki yerin düşürülmesi için sahada aktif bir askeri pozisyon içinde. SMO’nun karadan ilerleyebilmesi için kesintisiz bir hava desteği sunan Türkiye, Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü’nün etrafındaki saldırılarını yoğunlaştırmış durumda. Ancak bu hava saldırılarının yalnızca SDG’ye ait askeri noktalara yönelik olduğu düşünülmesin. Türkiye özellikle sivil yerleşim alanlarının çevresine yönelik gerekleşen SİHA saldırıları ve karadan top atışlarıyla bölgeyi insansızlaştırmak istiyor.

Peki Türkiye’nin saldırıları neden bu iki yerde yoğunlaşıyor ve ne amaçlanıyor? Her şeyden önce bilmek gerekiyor ki hem Tişrin Barajı hem de Karakozak Köprüsü stratejik öneme sahip iki önemli geçiş güzergahı. Tişrin Barajı Rakka’ya, Karakozak Köprüsü ise Kobanê’ye açılıyor. Eğer Tişrin Barajı düşerse hem Kürtlerin elindeki en önemli enerji kaynağı alınmış olacak hem de Rakka’ya giden yolun önü açılacak. Türkiye SMO eliyle, nüfus çoğunluğunu Arapların oluşturduğu Rakka’da kendisine çok hızlı biçimde taban devşirerek hem içerden hem de dışardan Rakka’yı kuşatıp düşürmeyi istiyor.

Yine yukarıda vurgulandığı gibi savaşın bir diğer ayağını da Karakozak Köprüsü oluşturuyor. Bu yol Fırat’a açılan yegane yoldur. Türkiye eğer SMO çetelerini buraya sokmayı başarırsa Kürtleri Fırat’ın doğusuna kesin olarak hapsedeceği gibi Kobanê’yi menziline alan yeni bir savaşın da önünü açacak. Son bir kaç gündür Kobanê’nin köy ve kasabalarında gerçekleşen yoğun hava saldırılarını böyle okumak gerekiyor.

Türkiye ve SMO’nun SDG’ye yönelik saldırılarının önümüzdeki günlerde artarak süreceğini öngörmek zor değil. Bu bağlamda belirleyici dinamik olarak ABD’de 20 Ocak’ta gerçekleşecek başkanlık değişimi öne çıkıyor. ABD’nin içerisinde........

© sendika.org