Bir sömürü aracı olarak yeni Ulusal İstihdam Stratejisi
Erdoğan tarafından özellikle gençlere ve kadınlara yönelik sözde müjde adı altında tanıtılan ve hedef olarak 2025-2028 yıllarını kapsayan yeni “Ulusal İstihdam Stratejisi” 2 Şubat’ta Resmi Gazete’de duyuruldu. Öncelikle belirtilmesi gereken husus Ulusal İstihdam Stratejisi veyahut hedefi yeni bir tartışma değil. Şubat 2019 yılında yine Berat Albayrak tarafından 2,5 milyon istihdam hedefi açıklanmış, lakin o tarihten bugüne işsizlik sorunu katlanarak artmaya devam etmiştir.
Çünkü iktidar açısından öncelik işsizliğin bir sorun olarak ortadan kaldırılması değil aksine emeğin daha güvencesiz ve daha ucuz bir hale getirilmesidir. İşte bu noktada 2012 yılında açıklanan Ulusal İstihdam Stratejisi’ne tekrardan göz atmakta fayda var. Zira o dönem yine müjde olarak açıklanan bu strateji neticesinde işgücünde “esneklik” uygulamaları arttırılmış ve o tarihten bu yana ucuz işgücü stratejisi adım adım bugüne taşınmıştır.[1]
İstihdam tartışmalarına değinmeden önce kısa bir işsizlik sorununa dair temel bir tartışma yapılması önemlidir. Zira ekonomi politik açıdan anaakım burjuva iktisatçılarının iddia ettiği gibi işsizliğin kendisi bireysel bir sorun değildir. Ya da faiz, ücret ve enflasyon tartışmaları bağlamında işsizlik tanımlaması da işsizliğin esas nedeni olan kapitalist üretim ilişkilerinin bir sonucu olmasını da gölgelemektedir. İşsizlik esas olarak kapitalist üretim ilişkilerinin doğal bir sonucudur. O halde işsizlik sorununa dair en doğru saptamayı yapmak için Marks’ın göreli artık nüfus ve yedek işgücü kavramları üzerinden tanımlama yapmamız gerekmektedir.
Kapitalist birikim yasasının temel niteliği gereği sermaye, her daim ihtiyaçlarına uygun bir şekilde işgücüne çekip daha sonra yine kendi ihtiyacına uygun olarak serbest bırakacağı artık nüfusa ihtiyaç duymaktadır. İşte bu durumda nüfusun bir bölümü sürekli ya da kısmi zamanlı işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır, bir başka........