menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Samsun Kalesi'nin bilinmeyen detayları!

8 1
18.04.2025

Üstte verdiğim genel başlıkta makaleler seri şekilde yazılacaktır. İlerde detay olarak verilecek bilgilerde, Samsun Kalesini günümüzde bile yok etmeye çalışanlar deşifre edilecektir. İsim verilmese bile dönem verilerek okuyanın anlaması sağlanacaktır.

Belki itirazlar ve karşı mücadeleler olabilir. Maalesef Kültür ve Turizm Bakanlığı aktif ve etkili olarak devrede değildir. Sadece rutin görevini yapmaktadır.

Konunun ciddi ve değerli olduğunu izah edebilmem için hazırlamakta olduğum Samsun Kent Belleği kitabımdan kısmen alıntı yapacağım.

Samsun'a Türk yerleşiminin ikinci aşaması Selçuklular zamanında ortaya çıkar. 1048'de kazanılan Pasinler Zaferinden sonra, Selçuklular kalabalık kitlelerle Anadolu'ya yönelmeye başlamıştı. 1054’te Büyük Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey başında bulunduğu büyük bir orduyla Doğu Anadolu’ya girdiğinde, ülkedeki askeri vaziyeti görmek maksadıyla, Malazgirt’ten kuzeye doğru üç keşif kolu yollamıştı. Bu keşif kollarından birisi ciddi bir direnişle karşılaşmadan kuzey batıda Kelkit vadisini takip ederek, Canik ormanları bölgesine kadar ulaşmıştı. (Aristakes Lastivertc is History (nşr. R. Bedrosian), New York 1985, s. 93 vd.)

Bu bölge Samsun'un güneyine düşmekteydi. O tarihten itibaren Selçuklular, Karadeniz sahilinin hemen ardındaki dağlık alanın güneyinde Bizans İmparatorluğu’nun savunma gücünün oldukça zayıf olduğunu görmüşlerdi. Malazgirt Zaferi'nden kısa süre sonra, Türklerin eline geçen yerler arasında bu bölge de bulunmaktaydı.

1071'den sonra Samsun ve çevresine Türk yerleşimi ile ilk dönemdeki yerleşim tipi arasında neredeyse hiç fark yoktur. Selçuklular da ilk çağda bölgeye yerleşen Türk toplulukları gibi, hayvancılığa dayalı bir ekonomik model içerisinde geçimini temin etmekteydi. Konar-göçer hayat tarzına sahiplerdi. Bu iki sebepten dolayı Canik Dağları'nın güneyindeki bölge, Malazgirt Zaferi’nin hemen ardından, Türkmenlerin eline geçti. Vezirköprü, Havza, Ladik ile Çarşamba ve Terme'nin sırtını yasladığı dağlık bölgenin güneyini içine alan bu saha 1071'den sonra Türkler'in denetiminde kalmıştır. Konar-göçerlik yapmaya elverişli bu arazide iklim ve bitki örtüsü, hem hayvancılık yapmaya hem de tarımla uğraşmaya müsaitti. Böylece Doğu Karadeniz'in diğer yerlerinde olduğu gibi sahil kesiminin iç kısımla bağlantısı kopmuştu. Sahildeki dar kıyı şeridi ise Bizans'ın hakimiyetinde bulunmaktaydı. Bölgenin tarihi coğrafya gelişimine uygun olarak, o dar kıyı şeridi ancak ticaretle uğraşanlar için kıymetliydi, hayvancılık ve tarıma müsait değildi. Bu yüzden Karadeniz’de Türk yayılması devam ederken sahildeki bu yerler ilgi görmemekteydi.

Özetlersek Türkler'in Samsun sahiline, yeni yurtlar edinmek, denizden yararlanmak ve Amisos Kalesini alarak bu toprakları, Türk-İslam hakimiyeti altına almak arzusu ile geldiklerini söyleyebiliriz.

Samsun Kalesi, Anadolu Selçukluları zamanında Danişmentliler tarafından yapıldığına dair yaygın bilgilerin çok fazla........

© Samsun Kent Haber