menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İlk nükleer bombanın 80. yılı

8 0
13.08.2025

Geçtiğimiz hafta insanlık tarihinin atom bombası yıkımı ile tanışmasının sekseninci yılı idi. Başkan Truman’ın kararı ile ilgili o günlerden bu günlere çok yazılıp çizildi. Yaşanan felaket kitaplara, filmlere, şarkılara, şiirlere, tartışmalara konu oldu ve olmaya devam ediyor. Kimi, atom bombası üzerinden ABD’nin emperyalist diye adlandırdığı günümüz siyasetini yerden yere vuruyor, kimi de insanlığın ulaşmış olduğu gözü dönmüş erk sevdasından dem vuruyor.

Japonya’nın yayılmacı saldırılarının Çin’de, Çin Hindi’nde, Filipinler’de, hatta Rus toprağı Kamçatka’da yarattığı tahribatı unutmadan ilerlersek, Tokyo’nun ABD’ye düzenlediği cüretkar Pearl Harbour Baskını ile başlayan Pasifik Savaşlarının sonunda oluşan yenilgi ortamına rağmen, İmparatorluktaki şahinlerin bir türlü teslim olmayı kabul etmemeleri, Washington’u kırmızı düğmeye basmaya sevk etmişti. Dolayısı ile kimine göre, böylesi bir girişim ABD ve müttefikleri için bir hak doğurmuştu. Bir de, bombanın götürüsünün kestirilememesi ise, kimi tarihçiye göre eleştirel yaklaşanlara cevap niteliğindedir.

6 Ağustos’ta birinci bombanın atılmasından sonra, 9 Ağustos’ta ikinci bombanın atılmasının gerekli olup olmadığı esas tartışma konusu olacak noktadır, birçok tarihçiye göre…

Atom bombasının - çok gizli - geliştirilmesine verilen adı ile ‘Manhattan Projesi’, Almanya’nın yenilmesi ile birlikte yayınlanan ve miğfer ülkelerinin koşulsuz teslim olmalarını öngören Postdam........

© Şalom