Dünyalı olmak ve nefretten arınmış bir gelecek
1910 yılından beri faaliyet gösteren ve her türlü nefret söylemine karşı mücadele eden Anti-Defamation League (ADL)’in New York’ta, Javits Center’daki etkinliğine katıldım. Burada bulunma nedenim bir organizasyonu desteklemek değil, dünya insanı olarak barışın, eşitliğin ve özgürlüğün evrensel değerler olduğuna olan inancımdır.
21. Yüzyıl Dünya İnsanlık Vakfı’nın başkanı olarak, insanlık adına yapılan her türlü nefret karşıtı çabanın yanında olmayı bir sorumluluk olarak görüyorum. İnsanlık, nefretten, düşmanlıktan, ayrımcılıktan ve adaletsizlikten arınmış bir dünya yaratma yolunda her geçen gün daha fazla mücadele etmek zorunda. Çünkü, günümüzde nefret söylemleri, toplumsal bölünmeler ve ayrımcılıklar yalnızca belirli bir gruba, inanca ya da kimliğe yönelik değil; dünyanın her yerinde, her insanın karşılaşabileceği küresel bir sorun haline geldi.
ADL gibi organizasyonların amacı, herhangi bir ırk, din, dil ya da etnik köken gözetmeden, herkes için eşit bir dünya yaratmaya katkı sağlamaktır. İnsanlar farklı olabilir, farklı düşünebilir, farklı yaşayabilir. Ancak bu farklılıklar, bizi ayrıştırmak yerine birleştirmelidir. Gerçek dünya barışı ancak farklılıkların bir zenginlik olarak kabul edilmesiyle mümkün olabilir.
Dünya tarihine baktığımızda, savaşlar, çatışmalar ve büyük acılar, çoğunlukla ötekileştirme ve nefretin bir sonucu olmuştur. İnsanlık, kendisini korumak ve geliştirmek için sayısız yasa ve anlaşma yapmıştır. Ancak asıl mesele, bu yasaların uygulanmasından öte, bireylerin kendi içsel farkındalıklarını geliştirmeleri, nefrete karşı bilinçli bir........
© Şalom
