Abdal mı, Ebdâl mi?
Takribi olarak 2010 yılında başlayıp 2020 yılında bitirilmesine muvaffak olduğum ‘Risale-i Nur’da Usul Kaideleri ve Şeri Istılah ve Tarifler’ çalışmasını yaptığım esnada Risale-i Nur baskılarında rastladığım baskı hatalarından biri de ‘Ebdâl’ kelimesinin/ıstılahının ‘Abdal’ şeklinde yazılışıdır.
‘Abdal’ kelimesinin halk arasında da yaygın olan manası, dünyadan alakası kesik, dünya işlerinin üstesinden pek gelemeyen, bir manaya dayansa da tasavvufi bir ıstılah olan ‘Ebdâl’ den geçmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Risale-i Nur’da da bu ıstılah bir kaç yerde geçmektedir. Ancak baskı hatasından mı veya ıstılahın tam anlaşılamamasından mı, baskılarda ‘Ebdâl’ اَبْدَالْ yerine ‘Abdal’ عَبْدَالْ olarak verilmiştir. Çünkü ‘Abdal’ kelimesinin İslami literatürde ıstılahi bir karşılığı bulunmamaktadır.
Ebdâl ifadesi ise bir hadis-i şerifte şu şekilde geçmektedir;
وأخرج الإمام أحمد في مسنده عن شريح ابن عبيد قال: ذكر أهل الشام عند علي بن أبي طالب - وهو بالعراق - فقالوا: العنهم يا أمير المؤمنين، قال: لا، سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: (اَلْأَبْدَالُ بالشام، وهم أربعون رجلاً كلّما مات رجل أبدل الله مكانه رجلاً، يُسقى بهم الغيث، ويُنتصر بهم على الأعداء، ويُصرف عن أهل الشام بهم العذاب)
“Hz. Ali Irak’ta olduğu bir dönemde Şâm ehli hakkında kendisinden soruldu. Dediler ki; “Ey Müminlerin emiri! Onları lanetle.” Hz. Ali dedi; “Hayır, ben Resûlullah’ın şöyle buyurduğunu işittim. Ebdâllar Şâm ehlinden olup kırk kişidirler. Onlardan herbiri vefat ettiği zaman, Cenâb-ı Allah onun yerini başkasıyla tebdîl eder. Onların hürmetine rahmet/yağmur indirilir, düşmanlar yenilir, Şâm ehlinden azab uzaklaştırılır.”[1]
Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde geçen bu rivayet yine Ahmed bin Hanbel’e ait olan Fedailu’s-Sahabe adlı eserde de geçmektedir.
Bu hadise........
© Risale Haber
