menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu asrın Fıkh-ı Ekber Medresesi

11 1
26.05.2025

İhtar: Günümüz mü’minlerinin çoğu, dinin yalnız zahirine talip olmakta; marifet, tefekkür ve tahkikî iman gibi derinlikli hakikatlerden gafil kalmaktadır. Ferdî ve içtinaî problemlerde sonucu görüp “Asıl eksik nerede?” şeklinde bir tefekkürle gerekçelerine bakılmamakta maalesef.

Bu zamanda en fazla ihtiyaç duyulan hakikate temerküz etmiş, sağlam bir teşhis ve kuvvetli bir ilandır bu yazının mevzuu. İmanî bir ciddiyetle ve ruhî bir incelikle bu yazı okunmalıdır.

Tenkit değil tahkik ve tahlil yazısıdır.

Her Zamanın İlleti Başkadır, İlacı da Başkadır.

Bu zaman, imanın esasatına taarruz eden, küfür ve dalaletin felsefe lisanıyla yayıldığı bir fitne devridir. Bu devir öyle kısa bir zamanda hazırlanmış ve sahnelenmiş de değildir üstelik.

“Bin seneden beri iman ve Kur'an aleyhinde teraküm eden Avrupa feylesoflarının itirazları ve şübheleri yol bulup ehl-i imana hücum ediyor.”[1]

İşte böyle bir asırda yalnız şekil ve zahire bakan fıkhî hükümler yeterli olmayıp, doğrudan doğruya kalbi, aklı ve ruhu ihya eden, tahkikî iman hakikatlerini ders veren bir ilim zarurîdir. İşte o ilim, fıkh-ı ekberdir. Ve bu fıkhın en azametli medresesi Risale-i Nur’dur.

Fıkh-ı Ekber Nedir?

Fıkh-ı ekber”, sadece amelî hükümleri değil; doğrudan doğruya Allah’ın marifetini, tevhidin sırlarını, haşrin hakikatini, kaderin tahlilini, nübüvvetin ispatını ele alan bir iman ve itikad ilmidir.

İmam-ı Azam Hazretleri’nin “Fıkh-ı Ekber” adlı eseri, bu çizginin ilk büyük menbaıdır. Bu çizgiyi asrımıza taşıyan eser ise hiç şüphesiz Risale-i Nur’dur.

Beni güzel okur, güzel dinlersen, bendeki nurani merdivenle bir saraya erişir ve bir sultana kavuşursun.

Asıl ilm-i a'zam ve esas fıkh-ı ekber bendedir.[2]

Risale-i Nur, Neden Fıkıh Değil Fıkh-ı Ekber Üzerine Gitmektedir Bu Yolu Tercih Etmiştir?

Öncelik İman Kurtarmaktır

“İman hakikatları yüksek bir ibadet ve hasenedir ve onunla çokların imanını kurtarmak binler hasene hükmündedir..”[3]

“[Risale-i Nur].. erkân-ı imaniyeyi dahi içinde kuvvetli isbat etmekle beraber mecmu' hakikatların icma'ı ve ittifakı, imanımızı taklidden tahkike ve tahkikten ilmelyakîne ve ilmelyakînden aynelyakîne ve aynelyakînden hakkalyakîne iblağ ediyor.”[4]

Demek ki, Risale-i Nur'un vazifesi evvela ve bizzat imanı kurtarmak ve kuvvetlendirmektir. Sair mesaili ise ikinci ve üçüncü derecededir. Her şeyin başı imandır. Çünkü, insanların

Başlarına akıl ve kalblerine iman versin, o vakit kendi kendine iş düzelir.”[5]

Fıkh-ul ekber olan esasat-ı imaniye ile meşgul olduğumuz için, nakle ve ehl-i içtihadın medarikine ve meâhizine bakan dekaik-i mesail-i fer'iyeye zihnim şimdilik ciddî müteveccih olamıyor.. ulema-yı İslâm o kadar tedkikat-ı sâibe yapmışlar ki, füruata dair tedkikat-ı amîkaya ihtiyaçları kalmamış.”

© Risale Haber