Karagöz'ün kaşıması başka olur
Hacivat: Yaaar bana bir eğlence meedeeeeet!
Karagöz: Hayırdır inşaallah. Herhalde kâbus görüyorum. Daha hava bile aydınlanmamış yahu. Kulağıma Hacivat'ın sesi geliyor.
Hacivat: Yaaar bana bir eğlence meedeeeeet!
Karagöz: Allah Allah, sahiden bağırıyor adam ya, kâbus falan değilmiş.
Hacivat: Yaaar bana bir eğlence meedeeeet!
Karagöz: Amaaan kafana düşsün taş dolu seeepeeeet!
Hacivat: Yahu Karagöz'üm niye beddua ediyorsun?
Karagöz: Beddua etmiyorum ki Hacıcavcav. Senin şarkına uygun karşılık veriyorum. Gecenin köründe niye bütün mahalleliyi rahatsız ediyorsun bakalım?
Hacivat: Karagözcüğüm, can dostum, muhterem arkadaşım, çok önemli bir konuda yardımına ihtiyacım var.
Karagöz: Yaaaa. Hımm. Çok önemli bir konu demek. Gece yarısı gelmenden belli zaten. O zaman iş başka.
Hacivat: Evet Karagöz'üm. Çok çok çoook önemli. Kendi kendime dedim: Bu konuda bana yardım etse etse Karagöz'üm eder. Başkası edemez.
Karagöz: Vay, o derece, öhöm. Demek öyle ha! Bir tek ben yardım edebilirim yani? Övünmek gibi olmasın.
Hacivat: Olsun, olsun, övünmek senin hakkın. Karagöz'üm, bu dünyada sen gibisi var mı, İsviçre çakısı gibi adamsın. Her parmağında bin marifet.
Karagöz: Ayıptır söylemesi, biraz öyleyimdir gerçekten, her işten anlarım. Demek senin problemin sadece benim çözebileceğim bir problem ha! Eh, söyle bakalım derdini, derdini söylemeyen derman bulamaz.
Hacivat: Karagöz'üm, öyle sen pencerede, ben aşağıda olmaz. Aşağı iniver hele. Yanıma gel ki derdimi kulağına deyivereyim. Âlemin ağzına sakız olmayalım.
Karagöz: Aaaaa! Öyle gizli bir sorun demek. Tamam Hacıcavcav, anladım, hemen geliyorum, bekle hele. Hooop. İşte geldim. Bak o kadar basamak indim senin için. Koştura koştura hem de. Söyle bakalım şimdi derdini?
Hacivat: Ah Karagöz'üm, bir dert ki, dile de gelmez.
Karagöz: Yapma yahu. O kadar kötü demek. Vah, vah... Birine borcun mu var yoksa?
Hacivat: Yok, çok şükür, kimseye borcum yok. Bir can borcum var Alllah'a. Onun dışında bir borcum yok.
Karagöz: Ay, ay, ay... Dilim varmıyor söylemeye. Eyvahlar olsun. İnce hastalığa mı tutuldun?
Hacivat: Yok, Karagöz'üm, yok. İnce hastalık da değil. Sağlığım-sıhhatim yerinde Allah'a hamdolsun.
Karagöz: Aman, deme, yoksa Fenerbahçe'yi mi tutmaya başladın?
Hacivat: Ya nereden çıkarıyorsun bunları? Benim Beşiktaşlı olduğumu bilmiyor musun? Cık, cık,........
© Risale Haber
