menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnkâr ve İman

11 0
28.06.2025

İnkâr; hakimane ve kamilane, kusursuz harikulade yaratılan mevcudatın yaratanı Rahman’ı reddetmek, varlıkların tesadüfler sonucu meydana geldiğini iddia etmektir. Canlı ve cansız tüm mevcudatın Halık’ını inkâr etmek, hayatın anlamını bilmemek, amacını düşünmemek, fani ve nefsani zevklere yönelmek, ebedi saadeti kazanmak için verilen istidatlarını köreltmektir.

Bir yönüyle inkâr; nazarların bütünüyle parçaya yönelmesi, parçanın bütün ile irtibatının görülememesi hatasından neş’et etmektedir. Evet nazarını parçaya hasretmek, bütünü ihata edememek varlık ailesini gözün gördükleri ile sınırlı zannetmek inkâr karanlıklarına düşmeyi netice vermektedir. Demek kâinatın Halık’ı Rahman’ı inkâr etmek, yani ‘ateizm’ batağına düşmek nazarların darlığını, akılların ihatasızlığını göstermektedir.

Nurlu külliyatta geçen; “Azamet ve kibriya ve nihayetsizlik noktasında, ya gaflete veya masiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle darlaşan akıllar, azametli mes'eleleri ihata edemediklerinden, bir gurur-u ilmî ile inkâra saparlar ve nefyederler. Evet o manen sıkışmış ve kurumuş akıllarına ve bozulmuş ve maneviyatta ölmüş olan kalblerine, çok geniş ve derin ve ihatalı olan imanî........

© Risale Haber