menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İlimsiz Amel

8 0
05.10.2025

(Müminler arasında amelsiz ilim haklı olarak yerilmekte, ancak ilimsiz amel ile düşülen feci vaziyetler görülememektedir. Bu makalede, amelsiz ilim kadar ilimsiz amelin arızalı neticeleri gösterilmekte, güzel ahlakı doğurmayan “sahte dindarlığın” İslamiyet’e perde olduğu gerçeği dillendirilmektedir.)

“Gerçek şu ki; kulları içinde Allah’tan hakkıyla ancak âlimler korkar”[1] ayetinden anlaşıldığı üzere, faydalı ilim Rabbimizden korkmayı, hakikat seyahatinde iffet ve istikamet üzere olmayı intaç etmektedir. Evet nafi ilim arttıkça havf ve haşyet ziyadeleşmekte, tevazu ve mahviyet fıtri bir halete dönüşmektedir. İlim ve marifet ile inkişaf eden akli dirayet ve mukavemet karşısında nefis yenilmekte, hakikatin gücü ve kuvveti karşısında adeta diz çökmektedir.

Risale-i Nur’da geçen; “...Şu fâni dünyada, şu muvakkat misafirhanede, ihtiyarlık zamanında, kısa bir ömürde, az bir lezzet için; ebedî, daimî hayatını ve saadet-i ebediyesini berbad etmek, ehl-i aklın kârı değil. Ehl-i aklın ve zîşuurun kârı olmadığından, nefs-i emmarem ister istemez akla tâbi' olmuştur.” [2] cümlesi yukarıdaki iddiayı teyit etmektedir.

Evet ilim ve tefekkürde derinlik ruhen yenilenmeyi, nefis ve şeytana galebeyi netice vermektedir. “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek/öğrenmek lazım” tespitinden hareketle, ilimde yenilenme (tecdit) olmadan, nefis ve şeytana yenilme kaçınılmaz görünmektedir...

Akılda dirayet ve kuvvet yoksa, yani kavi ve itidalli bir muhakeme-i ilmiye insana rehberlik etmiyorsa amelen istikamet üzere yürümek, mutedil fikirler üretmek müşkilleşmektedir. İnsan fikirde itidali kaybedince kalp müşevveş bir vaziyete düşmekte, önce ameli yalpalamalar sonra itikadi sapmalar vücuda gelmektedir.

Halisane ibadatı, âdilane muamelatı ve güzel ahlakı intaç eden........

© Risale Haber