Hakikat-Mâhiyet-Hüviyet ve Hâsiyet
İlim, irade, kudret ve hikmet gibi pek çok isim ve sıfatların tecelliyatı ile vücuda gelen varlıkları hakikat, mâhiyet, hüviyet ve hâsiyet olmak üzere dört cihetten tahlil ve tarif etmek, tefekküri seyahatin sınırlarını genişletmekte, marifet ikliminde zengin manalara vuslatı netice vermektedir.
“Hakaik-i eşya, esma-i ilahiyedir. Mahiyet-i eşya ise, o hakaikın gölgeleridir.” tespitinden hareketle, ‘hak’ kelimesinden müştak hakikat; mevcudatın (eşyanın) Esma-i İlahiye cephesini ifade etmekte, “mâ hiye” (bu nedir) sualinin cevabı varlığın mahiyetini, yani eşyanın kendine has özelliklerini bildirmekte, varlığın sureten farklılığı onun hüviyetini temsil etmekte, yaratılış hikmeti, semere ve neticeleri ise o şeyin hâsiyetini göstermektedir.
Evet bir varlığın esma cephesi hakikat, kendine ait hususiyetleri mahiyet, o mahiyeti diğerlerinden ayıran sureti hüviyet, o varlığın vücuda getirilme gayesi hâsiyet ile isimlendirilmektedir.
İnd-i İlahiyede vücud-u ilmiyesi bulunan eşyanın taayyün ile madde öncesini ifade eden hakikat; varlığın dayanak noktası, tabiatı, fıtratı, eşyanın sayesinde var olduğu cevheri ve ruh-u manevisinden haber vermektedir.
Başka bir tarif ile hakikat; bir varlığın kendine gerçeklik ve ruh kazandıran cihetini, aslını ve esasını, zihinde bulunan bir mananın harici âlemde vücud libası giymeden önceki mertebesini temsil etmektedir. Evet zihinde anlaşılabilir hale gelen gerçeklik, harici âlemde vücud libasının giydirilmesi ile bir mahiyete........
© Risale Haber
