Yolun Başını Yazdılar, Yürümek Sana Kaldı
Bir gece sessizliğinde ya da kalabalıklar içinde yalnızken, kendine şu soruyu sordun mu hiç?
“Neden bu hayattayım?”
“Ben kimim?”
“Niçin bu ailede, bu bedende, bu ülkede dünyaya geldim?”
Bazı soruların cevabı hemen bulunmaz. Bazılarını ise zaten bilemeyiz, çünkü cevap bizim elimizde değildir.
İnsan, ne zaman doğacağını ya da ne zaman öleceğini seçemez. Bu, Yaradan’ın takdiridir.
“Her can, ölümü tadacaktır.” (Âl-i İmrân, 185)
Doğumun vakti de bellidir, son nefesin anı da...
İşte bu yüzden o iki tarih arasındaki zaman dilimi çok kıymetlidir.
Çünkü o kısım sana emanettir.
Anne ve babamızı da biz seçmedik. Belki varlıkla, belki yoklukla büyüdük. Belki çok sevdik, belki de eksik kaldık. Ama yine de bize can veren, adımızı fısıldayan ilk insanlardır onlar.
“Cennet, annelerin ayakları altındadır.” (Nesâî)
Belki bir gün onların kıymetini daha iyi anlayacaksın, belki kaybedince…
Ama şimdi dur ve düşün:
Kaç kez bir teşekkür ettin? Kaç kez sarıldın hiçbir şey istemeden?
Genç kardeşim,
Bazı şeyler........
© Pusula Gazetesi
