Bir Hafızın Cebinden Düşen Hatıra
Bayramlar, sadece şeker ya da et dağıtmak değildir. Asıl ikram, gönüllerin açıldığı, hafızaların yoklandığı, yaşanmışlıkların yeniden dile geldiği sohbetlerde saklıdır.
Bu bayram sabahı, yaz yeni yeni yüzünü göstermeye başlamışken, Hafız Cafer Özdemir amcamı ziyarete gittim. Evin serin köşesinde, el emeğiyle hazırlanmış bir bardak meyve suyu eşliğinde başladığımız sohbet, fark ettirmeden bizi yıllar öncesine götürdü. Zamanın durduğu, kelimelerin usul usul yüreğe aktığı o anda içtiğimiz meyve suyu değil, adeta geçmişin ta kendisiydi…
Yıl 1960’ların ortaları… Erzurum henüz bugünkü gibi kalabalık değil ama kışı, her zamanki gibi sert ve ısırıcı. Mevsim yaz olsa da anlatılan hikâyenin mevsimi kar, tipi ve titreten hatıralarla dolu. Amcam, Caferzâde Medresesi’nde hafızlık yapıyor. Hocası, adı saygıyla anılan Mehmet Gürgür. O yıllarda ilim, çileyle yoğrulurdu. Bir yanda ezberlenecek ayetler, diğer yanda harçlık kaygısı…
Bir arkadaşı, bir öneride bulunur:
> “Bayram günü Karskapı Şehitliği’ne gidelim. Kur’an okuruz, belki birkaç kuruş........
© Pusula Gazetesi
