menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şirin’in Sessizliğinde de Filistin’in Çığlığı Var

8 0
11.05.2025

Şirin Ebu Akile, tam üç yıl önce bugün öldürüldü. Parlak stüdyo ışıkları yerine enkazların, gözyaşlarının, yıkık duvarların gölgesinde durdu hep. Gözlerinin içine bakan herkes onun sadece bir haberci değil, bir hafıza olduğunu anlardı. Bugün hâlâ Şirin’in sesi yankılanıyor Gazze sokaklarında, Batı Şeria’nın suskun taşlarında ve her cesur gazetecinin vicdanında…

Şirin tam da üç yıl önce bugün sabahın erken saatlerinde öldürüldüğünde dünyanın bu yarımküresi henüz gözlerini ovuşturuyordu.

Arapların alemetifarikalarından olan o meşhur kahveler demlenmemiş, sokaklar tam uyanmamıştı. Ama Filistin uyanıktı. Filistin zaten hep uyanıktır. Uyuyamayan bu toprakların türbedarı gibi, gözlerini 1948’den beri bir gün olsun huzurla kapatamayan bir halkın sesiydi Şirin Ebu Akile.

O sabah başında mavi miğferi, üzerinde çelik yeleğiyle gittiği yerde yine gazeteciliğin en onurlu haliyle duruyordu. Bildiğimiz türden “haber peşinde” değildi. O, yıllardır yaptığı gibi halkının gerçeğinin izini sürüyordu. Filistin’in çocuklarına, her ne olursa olsun güçlü kalabilen kadınlarına, mezar taşlarına tutunarak büyüyen gençlerine şahitti çünkü.

Tam o gün bir kurşun susturdu onu. O görüntüleri izlerken, Şirin’in sakin ve net sesiyle verdiği haberleri ve onun cesareti hepimizin gözünün önünden geçti. Sanki kameranın önünde değilmiş de bizim içimizde, boğazımızın ucunda bir düğüm gibi duruyordu.

O sesi susturan sadece bir tetik değildi; o sesi susturan, dünyanın vicdan yetmezliğiydi. Batı’nın bütün “insan........

© Perspektif