menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savaş Çığırtkanı Bir Şairin Portresi: Rolland’a Karşı Lissauer

8 16
12.01.2025

Almancanın 20’nci yüzyıldaki büyük yazarı Stefan Zweig, avuçlarından kayıp giden bütünleşmiş Avrupa idealine ağıt makamındaki anılarını topladığı, edebi açıdan da son derece leziz bir metin olan Dünün Dünyası’nda, savaş karşıtı tavır takınan ve savaş çığırtkanlığı yapan iki aydın portresine yer verir: Romain Rolland ve Ernst Lissauer.

Savaşlar ve sert çatışmacı dönemler, toplumların ruhi çöküşüdür adeta. Sadece ordular girmez meydandaki çatışmalara, toplum da siyasetçileriyle, aydınlarıyla, okumuş kesimleriyle topyekûn girer bu tür büyük savaşlara. Böyle zamanlar şüphesiz toplumların ahlaki zaaf anlarıdır aynı zamanda; insanlığın yıldızının söndüğü ve kitlelerin mobilize olduğu böylesi zamanlarda aydınların davranışları ise temelde üç ana eğilim gösterir:

a) Umursamayan, savaşın getirdiği her şeye gözünü yuman, konfor alanından çıkmak istemeyenler.

b) Savaş karşıtı tavır takınan, bunu engellemek için elinden geleni yapan, savaşın sadece tüm önleyici imkânların sonuçsuz kalması halinde başvurulabilecek istisnai bir yol olduğunu savunanlar.

c) Savaş çığırtkanlığı yapan, kendisinden beklenen asgari uyarı misyonunu bile korktuğundan veya ön plana çıkmak istediğinden terk eden, adeta tribün amigoluğu yapar gibi kitleleri savaşa koşanlar.

İlk grup en risksiz olanıdır, savaş haklı da haksız da olsa çatışma sonrası dönemde ödeyeceği bedel yoktur, kimse de kendisini bundan dolayı suçlayamaz. İkinci grup en riskli kategoridir, aydın tavrı gerektirir, eleştireldir ve sorumluluk şuuruyla hareket eder; savaş sırasında en fazla eleştirilen hatta “hain” damgası vurulan kesimdir, ancak ahlaki bir duruş gerektirdiği için taliplisi de o riski üstleneni de azdır.

Üçüncü grup ise içlerinde en konforlu zeminde hareket edenlerdir ve sayıca en geniş alanı kaplar; savaş sırasında el üstünde tutulurlar, “kahraman” muamelesi görürler ve kendilerine bilgelik membaı nazarıyla bakılır; lakin savaş haksızsa, hele bir de kaybedildiyse eski dönemle hesaplaşılırken topun ağzına bu sefer onlar konur. Daha dün kendilerini alkışlayan pragmatik kalabalıklar, bu sefer onları savaş provokatörü olarak zemmetmeye başlar. Hem savaş sırasında ahlaki ve aydın sorumluluğuyla davranmamanın bedelini öderler hem de kalabalıklar nazarında çok çabuk harcanır ve tasfiye edilirler.

***

Bir Vicdan: Romain Rolland

Almancanın 20’nci yüzyıldaki büyük yazarı Stefan Zweig’ın, avuçlarından kayıp giden bütünleşmiş Avrupa idealine ağıt makamındaki anılarını topladığı, edebi açıdan da son derece leziz bir metin olan Dünün Dünyası’nda her iki aydın tipolojisine örnek olarak son derece vurgulu şekilde altını çizdiği iki aydın portresi dikkatimi çekiyor.

Zweig, kendisi hakkında ayrıca bir de Avrupa’nın Vicdanı başlıklı biyografik bir eser kaleme aldığı büyük yazar Romain Rolland’ı (1866-1944) sayfalar boyu metheder ve duruşuna aşk derecesinde hayranlık duyduğu bu büyük aydını, bilhassa savaş karşıtı insancıl tutumuyla on yıllar boyunca yankılanacak bir övgü yağmuruna tutar adeta.

Büyük bir ruh gücüne sahip olduğunu ve şartlar ne olursa olsun insanlığı elden bırakmadığını söylediği Fransız vatandaşı Rolland, I. Dünya Savaşı başladığında, 1914’te sağlığı pek yerinde olmadığından çürüğe çıkarılınca, insanlığa faydalı olabilmenin yollarını arar. Bir köşede sinip oturmaz ve kayıtsızca olan biteni seyretmez. Cenevre’ye geçerek Kızıl Haç merkezinde görev alır, bildiği yabancı diller sayesinde iletişim işlerinde görev alır. İletişim hizmetlerinin kesintiye uğradığı bu büyük savaşta........

© Perspektif


Get it on Google Play