Hindistan-Pakistan Çatışması: Sahadaki Durum ve Öngörülen Senaryo
22 Nisan’da Hindistan yönetimindeki Keşmir’de 26 kişinin ölümüne yol açan Pahalgam terör saldırısı, Hindistan ve Pakistan’ı yeniden uçurumun eşiğine getirdi. Keşmir şimdi bir kez daha dünyanın en riskli çatışma noktalarından biri. Öte yandan dünya artık Hindistan ve Pakistan arasındaki çekişmelerden bıkmış gözüküyor ve Güney Asya’ya müdahale etme isteği düşük. Yani iki ülke açısından bu kez gerçekten iş başa düşmüş durumda.
- DUYGU ÇAĞLA BAYRAM
- 30 Mayıs 2025
22 Nisan’da Hindistan yönetimindeki Keşmir bölgesinde turistlere yönelik gerçekleşen ve 25’i turist ve biri yerel sakin olmak üzere 26 kişinin ölümüne yol açan terör saldırısı, Hindistan ve Pakistan’ı yeniden uçurumun eşiğine getirdi. Hindistan’ın 2016’da19 askerini kaybettiği Uri ve 2019’da 40 askerini kaybettiği Pulwama saldırılarının ardından bu önemli jeopolitik fay hattında en azından son dört yıldır nispeten bir sükûnet hâkimdi. Ancak Keşmir şimdi bir kez daha dünyanın en riskli çatışma noktalarından biri. Daha da kritik olanı, küresel olarak şimdiye kadar hak ettiği dikkati çekmemesi.
Pahalgam saldırısı, 166 kişinin öldüğü 2008 Mumbai saldırılarından bu yana Hindistan’da sivillere yönelik en kötü terör saldırısıydı. Hindistan saldırıyı Pakistan’a bağladı, Pakistan ise herhangi bir bağlantıyı reddetti. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Pakistan’ı cezalandırması için ordusuna “tam özgürlük” verdi. 2016 Uri ve 2019 Pulwama saldırılarının ardından Hindistan ordusunun yanıtı, Pakistan’ın elindeki topraklarda militan “fırlatma rampalarına” baskın düzenlediği 2016’daki “cerrahi saldırılar” ve 2019 hava saldırıları olmuştu. Ancak 2025 Pahalgam saldırısının yanıtı bunlardan biraz daha fazlası olabilir.
Hem Hindistan hem de Pakistan tarafından sahiplenilen ancak aralarında bölünen Keşmir üzerine anlaşmazlık hâlihazırda üç savaşı tetikledi. Keşmir’i yeniden birleştirmeyi amaçlayan Pakistan merkezli Leşker-i Tayyibe militan grubuyla bağlantılı olduğu ve 2008 Mumbai saldırılarının arkasında olduğu söylenen Direniş Cephesi isimli bir grup, başlangıçta Pahalgam saldırısının sorumluluğunu üstlenmiş gibi göründü ancak daha sonra sosyal medya hesaplarının hack’lendiğini söyledi. Hindistan polisi, Leşker-i Tayyibe ile bağlantıları olduğu iddia edilen iki Pakistan vatandaşı ve bir Keşmirliyi şüpheli silahlı kişiler olarak niteledi.
Hindistan, Pakistan ile diplomatik ilişkilerini düşürdü ve sınır ötesi su antlaşmasına katılımı askıya aldı. 22 Nisan’dan bu yana iki taraf, Keşmir’deki fiili sınırda silahlı çatışmalara giriyor. Başbakan Modi, saldırıdan iki gün sonra, Hindistan’ın güçlü bir askerî karşılık hazırlığında olduğu yönünde dünyaya bir mesaj verdi. Konuşmasının geri kalanı Hintçe olsa da şu kısımlar İngilizceydi: “Hindistan her teröristi ve destekçisini tespit edip cezalandıracak. Onları dünyanın sonuna kadar takip edeceğiz. Hindistan’ın ruhu terörizm tarafından asla kırılmayacak. Terörizm cezasız kalmayacak. Teröristlere ve destekçilerine hayal dahi edemeyecekleri bir ceza vereceğiz…”
Bu sözler aslında Modi’nin, Keşmir’de bir intihar bombalı araçla 40 Hint paramiliter askerin ölmesinin ardından Hint jetlerinin Pakistan’ı vurmasından önce 2019’da yaptığı konuşmaları hatırlatıyor. O yıl Pakistan karşılık vererek bir Hint savaş uçağını düşürdü, pilotunu yakaladı ve iki nükleer silahlı ülke genişleyen bir çatışmanın uçurumuna yaklaştı. Ancak 2019’da şans bu iki ülkeden yanaydı. Hint savaş uçakları hedefleri ıskaladı ve Pakistan içinde kimseyi öldürmedi; Hint pilot hayatta kaldı, Pakistan güçleri tarafından derhal teslim edildi ve her iki hükümet de zafer ilan etmek için yerel medya üzerindeki kontrollerini kullandı. ABD başta olmak üzere yabancı güçlerin güçlü müdahalesi de gerginliği azaltmayı teşvik etti.
Ancak bugünkü koşullar Hindistan ve Pakistan için hem daha zorlu bir ortam sunuyor hem de mevcut çatışmayı kontrolden çıkmasına izin vermeden çözmeyi büyük ölçüde bu ikiliye bırakıyor.
Yönümüzü Hindistan’a çevirirsek:
Saldırı, 2019’da Hindistan’ın tek Müslüman çoğunluklu bölgesinin özel-özerk statüsünü elinden aldıktan sonra, Modi’nin Keşmir’de normalleşme anlatısına bir darbe indirdi. Aslında sahadaki duruma göre; Hint Birlik hükümeti, Jammu ve Keşmir olarak bilinen Hindistan yönetimindeki Keşmir bölümüne bir tür özerklik sağlayan anayasal hükümleri kaldırarak, burayı ülkenin geri kalanıyla daha iyi entegre edeceği, istikrar ve daha hızlı ekonomik büyüme sağlayacağı konusunda ısrarcıyken; gerçekte, hükümetin Hindu milliyetçi ideolojisi Keşmir politikasını yönlendirdi ve Keşmir’i Hindistan’ın kontrolüne daha güçlü bir şekilde tabi kılmak ve Keşmir kimliğinin farklılığını aşındırmak yolunda adımlar atıldı. Böylelikle Hindu milliyetçiliği daha da kökleşti ve geçen yılki seçim yenilgisinden sonra, güçlü lider krizi söz konusu oldu. Modi yönetimindeki Hindistan’ın sert politikaları ve Keşmir’e doğrudan merkezi yönetim dayatması, Müslüman çoğunluklu bölgede derin bir yabancılaşmaya yol açtı.
Keşmir’deki turizmin son yıllarda gerçekten de arttığı doğrudur, belirtilmelidir. Ancak yerel gerçeklik yaygın korku ve şiddetten ibaret olmaya devam ediyor. Keşmir zaten Pahalgam’daki son terör saldırısı da dahil olmak üzere tekrarlayan militan saldırılarına ve sürekli olarak uygulanan sert yasalara ve yoğun güvenlik konuşlandırmalarına maruz kalıyor. Pakistan destekli ayrılıkçılar ile Hindistan güvenlik güçleri arasındaki 30 yıllık çatışmadan dolayı zaten yabancılaşmış olan bölgenin Müslüman çoğunluklu nüfusu, 2019’da Keşmir’in özel anayasal statüye sahip bir devletten doğrudan Hindistan Birlik Hükümeti tarafından yönetilen bir birlik bölgesine dönüşmesiyle daha da güçsüz ve haklarından mahrum durumda.
Yetkililer neredeyse tam bir kontrol uyguladı, yerel yönetimi zayıflattı ve muhalefetin bastırıldığı bir ortam yarattı, bölgeyi daha istikrarsız ve daha az yönetilebilir hale getirdi. Dolayısıyla Hindistan hükümetine yönelik yerel destek neredeyse buhar oldu ve bu da güvenlik ve istihbarat servislerinin Pahalgam saldırısını önleyebilecek türden bilgileri toplamasını zorlaştırdı. Hindistan’da ana muhalefet, saldırılardan sorumlu olanlara “bedel ödetmek” için hükümetten güçlü bir misilleme bekliyor. Hindistan liderleri ve kamu figürleri intikam çağrısı yaparken Pakistanlı yetkililer Hindistan’ın Keşmir’deki politikalarını kınıyor. Şimdi, Hindistan’ın halkını tatmin etmesi gerekecek…
Yönümüzü Pakistan’a çevirirsek:
Pakistan, ülkenin en güçlü kurumu olan ordusunun sevilmemesi ve en popüler siyasi lideri eski Başbakan İmran Khan’ın hapiste olmasıyla ciddi bir siyasi ve ekonomik krizin içinde. Ayrıca Afganistan ve İran ile olan batı sınırlarında zorluklarla karşı karşıya. Dolayısıyla iç hoşnutsuzluk ve ekonomik sıkıntıların ortasında, Pakistan ordusu herhangi bir Hint saldırısına güçlü bir şekilde yanıt verme baskısı ile karşı karşıya kalacak. Ki ordu, son yıllarda sıklıkla yaptığı gibi, Keşmir konusunda Hindistan ile yaşadığı çatışmayı meşruiyetini güçlendirmek için kullanabilir. 2019 Pulwama krizi örneğinde, o zamanlar Pakistan’ın ordu komutanı ve ülkedeki fiili en güçlü karar verici olan Qamar Javed Bajwa, Hindistan ile uzlaşmaya çalışıyordu. Buna karşılık halefi Asim Munir, siyasi olarak kuşatılmış durumda ve ordunun güvenilirliğini yeniden tesis etmek için güç göstermesi gerekiyor. Pahalgam terör saldırısından bir hafta önce de Hindistan’ın Keşmir’deki eylemleri hakkında saldırgan açıklamalar yapıyordu.
Pakistan ayrıca, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir ayağının Pakistan yönetimindeki Keşmir’den geçmesi üzerine Çin ile her zamankinden daha yakın bağlara sahip. Milyar dolarlık Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru, Pakistan yönetimindeki Keşmir’den geçen gösterişli bir altyapı yatırım projesi. Dolayısıyla iç siyasi çalkantılarına karşın Keşmir’de kendi çıkarları olan Çin’den güçlü bir nükleer caydırıcılık ve destek almaya devam ediyor. Ki Çin, Hindistan’ın 2019’da Keşmir’in özel statüsünü sona erdirme hamlelerine şiddetle karşı çıkarken aynı zamanda fırsattan istifade 2020’de güçlerini Hindistan kontrolündeki Ladakh’a taşıyarak kendi toprak iddialarını ileri sürdü ve bugüne kadar devam eden askerî bir çıkmazı tetikledi. Dolayısıyla olası bir Çin müdahalesi, krize tehlikeli bir yeni........
© Perspektif
