Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Haziran toplantısında beklenildiği gibi politika faizi ve faiz koridorunda değişikliğe gitmedi. Enflasyonun ana eğilimindeki düşüş ile toplam talebin zayıflaması işaret edilirken, TCMB, karar metninde “enflasyonda kalıcı bozulma” senaryosuna ilişkin yeni bir uyarıya yer verdi. Bu tutum, piyasa beklentileriyle örtüştü.

Diğer yandan TCMB’nin 13 Haziran haftası açıkladığı verilere göre, brüt rezervler 159,3 milyar dolara yükseldi. Önceki haftaya kıyasla 3,4 milyar dolarlık artışın yanı sıra net rezervler 52,2’den 54,8 milyar dolar seviyesine, swap hariç net rezervler ise 32,6’dan 35,5 milyar dolara çıktı. Bu gelişmeler, TL’nin istikrarı açısından olumlu sinyaller içeriyor. Aynı dönemde İngiltere Merkez Bankası (BoE) faizi %4,25’ten sabit tutarken, Çin Merkez Bankası da 1 yıllık ve 5 yıllık kredi faiz oranlarını sırasıyla %3,0 ve %3,5’ten değiştirmedi.

JPMorgan, Citi ve Deutsche Bank gibi global yatırım bankalarının ekonomistleri, TCMB’nin faiz kararına ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. Citi, Haziran toplantısında beklenen hareketin olmadığını, ancak Temmuz’da 250 baz puanlık indirimin mümkün olduğunu öne sürdü. JPMorgan ise TCMB’nin yılın ikinci yarısında para politikasını yumuşatacağı sinyalini verdiğini, her toplantıda 250’şer baz puanlık indirim öngördüğünü belirtti.

Deutsche Bank da Temmuz’daki indirimin “ufukta belirdiğini” vurguladı. Bu beklentiler, TCMB’nin enflasyon hedeflemesi ve döviz rezervleri arasındaki dengeyi nasıl yöneteceğine dair analizlere odaklanıyor. Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, İran ile müzakerelerin olası olması nedeniyle Tahran’a yönelik saldırı kararını iki hafta içinde vereceğini açıkladı. Bu durum, jeopolitik risklerin finansal piyasalara etkisini gündeme getirdi.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Euro Bölgesi ekonomisinin yüksek tarifeler, ticari belirsizlik ve jeopolitik risklerle karşı........

© Para Borsa