Güldem Atabay yazdı: Faiz artışı piyasalara prozac, reel sektöre toksik oldu
Nisan ayında bütçe açığı 174,7 milyar TL ile geçen yıla kıyasla neredeyse değişmedi. Bu sayede 12 aylık bütçe açığı da 2,3 trilyon TL’de kaldı. Geçen yılın nisan ayında 63,8 milyar dolar olan faiz dışı açık bu sene 85,9 milyar TL fazlaya dönünce, 12 aylık faiz dışı açık da mart ayındaki 820 milyar TL’den 670 milyar TL’ye indi.
Bütçe verileri içinde en dikkat çeken faiz harcamaları. 2023 seçimleri öncesinde bastırılan faizler seçimlerden sonra kademeli artıkça faiz yükü bütçede yükseldi. 2025 bütçesindeki faiz giderleri de bu sürecin zirve noktasındaki harcamaları yansıtması açısından, Nas politikalarının ertelenen ancak ödenmesi kaçınılmaz olan maliyetini yansıtan önemli bir gösterge.
Geçen yıl 364,5 olan faz transferleri bu yılın ilk dört atında 724,6 milyar TL. Bu artışla birlikte de 12 aylık faiz giderleri mart ayındaki 1,48 trilyon TL’den 1,63 trilyon TL’ye yükseldi. Toplam harcamalar içindeki pay olarak 2015’ten bu yana en yüksek seviye. Faiz indirimleri bu yükü ancak kademeli şekilde aşağıya çekebilecek. Olası erken faiz indirimleri, enflasyonda erken havlu atılması gibi U-dönüşleri olursa da bumerang etkisiyle daha da yukarı çıkacak.
Yılın ilk dört ayındaki bütçe performansı “dezenflasyon programını destekleyecek mali disiplin” vaatleri ile uyuşmuyor. 19 Mart siyasi krizi ardından TCMB’nin faiz artırmak zorunda kalması ile zayıflayacak ekonomik büyüme, faiz giderleri yüksek seyrederken hedeflenen bütçe açığı GSMH oranı hedefine (%3,5) ulaşılmasını imansız kılıyor.
Cari işlemler hesabı mart ayında 4,1 milyar dolar açık verdi ve 12 aylık birikimli cari işlemler açığı da önceki aya göre yatay seyrederek 12,6 milyar dolar oldu.
12 aylık birikimli açık içinde enerji giderlerindeki artış diğer kalemlerde düşüşlerle karşılandı. Mart ayında enerji faturası 0,6 milyar dolar artarak 12 aylıkta 49,3 milyar dolara ulaştı. Çekirdek cari işlemler dengesi aylık 1,5 milyar dolar fazla vererek geçen yılın aynı ayında kaydedilen 1,2 milyar doların üzerine çıktı. 12 aylık çekirdek fazla da mart ayındaki 51,3 milyar dolardan 51,6 milyar dolara yükseldi.
Buraya kadar ödemeler dengesi içinde sorun yok. Ocak-Mart dönemindeki kümülatif açık geçen yılın aynı dönemindeki 9,7 milyar dolardan 12,3 milyar dolara yükselse de 1,3 trilyon dolarlık bir ekonomi için son derece düşük bir seviye. GSMH olarak hala %1’in altında.
Sorun ve tabi ki şok, cari açığın finansman tarafında oluşan portföy çıkışları için TCMB’nin rezerv satışlarıyla yarattığı büyük gedik. Finans hesabı içinde Mart ayında 7,1 milyar dolarlık bir çıkış kaydedildi ki bu tam da İmamoğlu şoku ile Türkiye’den kaçan sıcak paranın bıraktığı iz oldu. Kayıt altına alınarak kategorize edilemeyen net hata ve noksan kaleminde de 3,9 milyar dolar çıkış vardı. Sonuç olarak da rezervlerden harcanan 15,2 milyar dolar tüm bu çıkışların finanse edildiği kalem oldu.
Faiz arttı, aylık konut kredisi faizleri %3 seviyesinde ancak nisan ayı itibarıyla son dört ayın en yüksek konut satışları gerçekleştiği açıklandı. Bu nasıl oluyor bu şekilde? Cevabı konut satışlarının detaylarından ortaya çıkıyor:
Nisan ayında 118.359 konut satışı gerçekleşti ve bu rakam geçen yıl satışlarının V,6 üzerinde. Ocak-Nisan döneminde de satışlar bir önceki yılın aynı dönemine göre ',9 artarak 454.145 olarak açıklandı. İpotekli satışlar nisanda önceki yılın ayını ayına göre 7, ilk dört ayda ise yıllık arttı. Nakit satışların artış........
© Para Analiz
